sen köşe taşlarını kaybetmiş çocuk kabul et aklın nedenli unutkanlıklar ilmihâli inkâr etme gevşemiş için çözülmüş yumak sığınılacak bir liman değilsin artık sert bakışları ılımanlaştıracak senin şarkın söylenmeyecek daha oyuncak tabancalara ver kendini biliyorsun bu vurgun sağ bırakmaz seni her çöl çocuğunun rüyâsıdır kartopu oynamak!
sen çerçevedeki tanıdık şans makbul maktül arası dolandın durdun emrine amade gayrı tek şekerli rüyâlar ıslak şarkılar yine sana kul incelmiş sesinin tonu bak sağlıksız zayıflatır aşk! haksız mıymış öğrenmek bitmeyen süreçtir diyenler kendi mülkünde kiracılık, ayrılık
yanıltmasın seni mevsimler aldanma bahara seversin, bir izdihamdır önce karşı koyamazsın gönüldür öğrenirsin takvimler eksilerek büyür sararan yapraklar geridöşümsüz dökülür hem neler öğretir daha sana insanlar -tanıdıkça yabancılaşır, eksildikçe hislerin büyürsün hem senin çiğnediğin daha önsöz istikbâl uzayan gölgelerdedir, bakma yakın görünür!
gün gelir bakarsın ki büyümüşsün ve hep çabuk yorulur yükü sırtında olan ve öğrenirsin insanlar çabuk unutur bir bakarsın ki tanıdık tarlada yabancı tohum sevmek kârın olur yalnızlık karın yatarsın kulak üzeri
kimliksizdir işte aşk dili çocuk hep üzülür, yanar yüreğini yanlış ellerle tutuşturan! ve öğrenirsin kendi balını doldurur her k o v a n!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sağlıksız Zayıflamak / AŞK şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sağlıksız Zayıflamak / AŞK şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İroni kimi zaman bir teknik olarak ad edilebilir pekala...ama genelde karakterdir..kendine kurulmuş ve yine kendine abanmış bir haldedir ironi zira ironiyi yapan da benzer özellikler sergiler; kendini kurarak ve kendi kurduğu kendisini kendi merhametli elleriyle tahrip ederek...irioni yapan şairse şayet o zaman cidden işimiz var haaa!! demekten alıkoyamayız kendimizi ( bu kendimiz ben oluyorum, kimse böyle düşünmez çünkü..) çünkü şairin kaşeleri mühürleri, yasaları, töreleri yoktur..dedik ya yapar maharetle, kan ter içinde kalır ama bazen bir bakarsın ki geri dönmüş ve yıkmış yaptığı " kerpiç kerpiç üstüne " kurduğu binayı..
Olasılıksız adlı romanı hatırladım şiiri okuduktan sonra...yelpaze yelpaze açılan ve açıldıkça tarihin bir yerlerine gezintiye çıktığınız şiir aslında komple şiirdir.. çünkü şairinden çok sizi alır gezdirir..hele ki ironi varsa işin içinde o zaman şair canı yandığı için feryadu figan eden değildir..daha çok can yangınlarını ötelere saqvurmak üzere konuşmaya başlamıştır..
Olası acılar içinde yeryüzü acıları içinde kendi acısını dillendirmeyi zul sayar çünkü şair..onun derdi başkalarıdır, başkalarının " başakalaşan aşkları.."dır..
bir beyhudelik bir muallak yaşamda sarkaç misali sallanmak vardır şiirden sonra..geçtiği onca acıdan, sızıdan yozlaşmadan sonra bir kaç satır tutsaklığı kalmıştır şaire..ironi işte tam da burada ayyuka çıkar...şiir yazmış olmak ironisidir insanın en büyük...
Şiire kalem mi biçim verir, yoksa kalem mi şiir tarafından biçimlendirilir, bilmiyoruz. Ancak bildiğim bir şey var, kurallara bağlı kalmaktan sıyrılarak gerekli görüş açısını elde etmek için en iyi yollardan birini yaparak yazıyorsun sevgili Serhat.
Mekan kavramın geniş bir bahçe alanı gibi. Ne güzel sürüyorsun o toprağı. Soy adın AşKDENİZ olsun. Sevgiler.
gün gelir bakarsın ki büyümüşsün ve hep çabuk yorulur yükü sırtında olan ve öğrenirsin insanlar çabuk unutur bir bakarsın ki tanıdık tarlada yabancı tohum sevmek kârın olur yalnızlık karın yatarsın kulak üzeri
Derin anlam içeren fon resmini ve şiirin içeriğini çok beğendim. Sayfaya verdiğiniz emeği kutluyorum.Paylaşım için teşekkürler.
İroni kimi zaman bir teknik olarak ad edilebilir pekala...ama genelde karakterdir..kendine kurulmuş ve yine kendine abanmış bir haldedir ironi zira ironiyi yapan da benzer özellikler sergiler; kendini kurarak ve kendi kurduğu kendisini kendi merhametli elleriyle tahrip ederek...irioni yapan şairse şayet o zaman cidden işimiz var haaa!! demekten alıkoyamayız kendimizi ( bu kendimiz ben oluyorum, kimse böyle düşünmez çünkü..) çünkü şairin kaşeleri mühürleri, yasaları, töreleri yoktur..dedik ya yapar maharetle, kan ter içinde kalır ama bazen bir bakarsın ki geri dönmüş ve yıkmış yaptığı " kerpiç kerpiç üstüne " kurduğu binayı..
Olasılıksız adlı romanı hatırladım şiiri okuduktan sonra...yelpaze yelpaze açılan ve açıldıkça tarihin bir yerlerine gezintiye çıktığınız şiir aslında komple şiirdir.. çünkü şairinden çok sizi alır gezdirir..hele ki ironi varsa işin içinde o zaman şair canı yandığı için feryadu figan eden değildir..daha çok can yangınlarını ötelere saqvurmak üzere konuşmaya başlamıştır..
Olası acılar içinde yeryüzü acıları içinde kendi acısını dillendirmeyi zul sayar çünkü şair..onun derdi başkalarıdır, başkalarının " başakalaşan aşkları.."dır..
bir beyhudelik bir muallak yaşamda sarkaç misali sallanmak vardır şiirden sonra..geçtiği onca acıdan, sızıdan yozlaşmadan sonra bir kaç satır tutsaklığı kalmıştır şaire..ironi işte tam da burada ayyuka çıkar...şiir yazmış olmak ironisidir insanın en büyük...
nereden nereyeee...Mıh gibi şiir okudum oysa..