DİRİ DOĞMAK ÖLÜME
Gerilmiş bir ok gibi kilitlenip şafağa
Uyu sükunetin kalbine doğru Uyu uzun boylu bir ölüm gibi Seni incitmez bu sığınak Bu cezbeli dağ Sema eden bu yamaç Bir dua tınısı ısıtır içini Binlerce kuşun bir anda cem olması gibi Bir kadim iklimin cemreleri düşer yüreğine Ve duru berrak bir ırmak yürür Issız bir vadi gibi soğuyan ellerine Kıyama durur zaman yedi renge bürünerek İlk kez gibi Ama sonsuza dek Asık suratlı kayalıkları Bir muhabbet ocağına dönüştüren nedir bilirsin Bilirsin bu aşkın çıkmazı yok Ha derin bir kuyu,ha bir mağara Ha dokuz şiddetinde depremlerin fay kırıkları Bir kanatlı kapıdır açılan vuslat sokağına Bir inşirah huzurudur sinesinde dertlerin Öyle hafif,öyle derin,öyle içli Ey uzletin ocağında demlenen ç/ağrı Ey gecenin gözlerinde uykuya yatan güneş Fıtınalar kol geziyor fidanlıklarda Yılan ıslıklı kışlar okşuyor yüzleri şamar şamar Kış mı uzun sürdü yoksa Kış uykusu mu, nedir Yüreklerimiz hala üşümektedir Hala korkuyoruz soğuk almaktan Girerek şehre nisan kapılarından Kurtar bizi kurumaktan 27.06.2012 Ahmet BOZ |
Yazmak gönül kubbesine ince bir mozaik dizmek gibi Bu şahane dizeleri okumaksa , sanki bir çiçek bahçesinde kelebek misali daldan dala neşeyle sevda türküleri çığıra çığıra uçmak gibi.
Daldım mana denizine hayranlıkla ve diyorum seçki kurulu göremese de bu güzell mısraları dua tınılarıyla ısıttığınız gönlümüzde yeri baş köşede olacak hep. Gönül peteklerinizin balı daim olsun şiirdaşım
Saygılar selamlar gönlüm dolusu