DERS-İ HAYAT
Mahkum duyguların,
Suya hasret bir güvercin misali, Göğsümü yumrukladığı bir kahır akşamında, Bembeyaz bir sayfa açıyor oğlum. Bir dünya haritası çizmemi istiyor benden. Kül rengine batırıyorum fırçayı Bir daire çiziyorum Üstüne bir kilit ve parmaklıklar Ve parmaklıklar ardında haykıran insanlar, Oğlum,dehşet dolu gözlerle,diyor ki bana: "Ama baba bu bir hapishane… Yoksa bilmiyor musun harita çizmeyi sen ?" Oğlum diyorum ona, ayıplama beni Bu metalik çağda Silahlı adamlar çağında Hep acı gördüm hep kan… Başka bir dünya tanımadım inan Toprağın yeşile, Yüreğin maviye susadığı, Kurşuni bir akşamda Bembeyaz bir sayfa açıyor oğlum. Bir deniz çizmemi istiyor benden. Kurşun kalemi alıyorum Bir dikdörtgen çiziyorum Ortasında,siyah dumanlar püsküren bir gemi Ve güvertesinde asık suratlı korsanlar Şaşkın bakışlarla oğlum diyor ki bana: "Ama baba,bu bir düşman gemisi Deniz çizmeyi bilmiyor musun yoksa sen?" Ona diyorum ki:Oğlum Eskiden deniz çizmekte mahirdim Suların aynasına gülümsemeyi de bilirdim Ama bugün oltayı aldılar benden Mavi renkle konuşmamı yasakladılar Özgürlük balığını yakalamamı da… Bir ah süreğinde hayatın, Yürek yangını bir akşamında Başını omuzuma yaslıyor oğlum D/okunaklı bir şiir okumamı istiyor benden Ve hece hece yaşlar süzülüyor gözlerimden "Ağlamaklı bir sesle diyor ki oğlum: Ama baba bunlar gözyaşı,şiir değil !" Ona diyorum ki yavrucağım: Ak yaprağı yeşertmiyorsa nedir ki şiir? Damlada deryayı hissettirmiyorsa nedir ki şiir? Bir kristal avizede öteleri seyrettirmiyorsa nedir ki şiir? Nedir ki… Mazlumların iniltilerinin, Sefihlerin naralarına karıştığı, Sükut korosu bir akşamda Boynunu büküyor oğlum Bir kardeşlik şarkısı söylememi istiyor benden Ansızın bir fırtına kopuyor yüreğimden Ağlayarak düşüyorum… Ahmet BOZ 17.02.2010 |