kırk yamalı hüseyin kasgetli efendi...
bakıyorum da hiç bir şey deişmemiş
nasıl bırakmışsam aynen durduğu yerde duruyor duvarın bir köşesinde kasketi ve tespihi ben bu evden gideli tam on beş yıl geçmiş dedemin bana verdiği, kırk yamalı pantolonunu yıllarca sakladım şölede bir nasihat etmişti bana; öle bir zaman gelecekki benim kırk yamalı pantolonum sizin modanız olacak. tabi O zamnlar küçüktüm bişi anlmadım dedem yetmiş küsür yaşında vefat ettikten sonra bizde köyden taşınıp şehre yerleştik tam on beş yıl sonra ben tekrar köyüme ve doğduğum eve geri döndüm. köy sokakların da gezinirken köyün meydanına çıktım kahve haneye giridim _ selamun aleyküm ağalar deyip oturdum yanıma yaşlıca bir amca yanaşıp _ aleyküm selam hoşgeldin deyip yanıma oturdu ve benimle konuşmaya başladı _ delikanlı giyimine bakılırsa şeherlisin dedi bende _ evet amca dedim sonra amca soru sormaya devam etti _ seni buralara getiren ne oldu, akraban felan burda mı yaşıyor, diye bende sorduğu soruya aynı sıcak kanlılıkla cvp verdim _ amca ben bu köyde yaşıyan kırk yamalı hüseyin kasgetlinin torunuyum amca şaşkınlıkla baka kaldı yüzüme ve şöle dedi _ yaaaa sen bizim kırk yamalı hüseyin kasgetlinin torunusun bende _evet dedim amca başladı anlatmaya _ senin deden çok hoş görülü ileri düşünür, bilgili bir şahsiyetti ve bu köyde onu sevmeyen yoktur, kimseye zararı olmaz köydeki herkese yardımı olmuştur, çok çalışır az kazanır ama kazandığı üç kuruşuda komşularıyla paylaşırdı, çok bilgiliydi, her cuma günü cuma çıkışında caminin köşe başında bulunan çeşmenin yanına oturup çocuklara nasihat eder onlara bildiği kadarıyla övütler verirdi. amca bir anda durakladı ve yüzüme tatlı bir tebessümle gülerek baktı _ hayırdır amca neden güldün ? diye sordum amca gülere cvp verdi _ senin deden ileri görüşlüdür demişdim ya delikanlı _ evet dedim _ dedenin kendi ile benimsenmiş olduğu bir adı vardı _ nedir diye sordum ? _ senin deden çok yardım sever ve çok iyi bir şahsiyet olduğundan dolayı kazandığını hep yardım ederek eşe dosta paylaşırdı, ve üzerine hiç elbise almazdı ve sürekli üstünde kırk yamadan oluşan bir pantolon ve çeket giyerdi, belliki giymesinin bir sebebi verdı, aslında alsa alırdı ama almıyordu ve ben birgün yanına yaklaşıp sordum ? _ neden hep aynı elbiseleri giyiyorsun deden şöle bir gülümsedi _ benim giyimim kırk yamadan oluşsa bile yaptığım iyilikler benim açıklartımı kapattı diye cvp verdi. ben hiç bişi anlamadım ve şaşkın bakışlar arasında donup kaldım ve yıllarca bana sölemiş olduğu bu sözü düşünüp durdum. şimdi sana bakıyorum da dedenin bana sorduğu sorunun cvbını buldum sanırım... Nedir diye sordum şöle cvp verdi ben sevsemde ehli baharı tek elbisem kefendir efendi ben sevsemde bu fani hayatı tek giycem kırk yamalı bir elbisedir |