...."KAL"....
Çözümleyemediğim çözümlerimde
Yıkılışlarım hep sana oluyor. Hepsinin adı sen oluyorsun sonra. Terk edilişlerin, ayrılıkların. Köstekli saatimin zinciri oluyorsun sonra. Elime doladığım, nabzımı ölçen. Kalbime dolanıyorsun bu kez. Koparacak bir şey yok bizi. Vakumlanan kalbim oluyor, direnen biz. Yine dolanıyorsun bana. Ellerinde garipsenecek bir sıcaklık. Söylemesi zor şeyleri görüyorum gözlerinde. Oysa sadece 7 harfli bir cümleyi gereklilik kipi ile çekimleyecektin sonunda; “Ayrılık”, yani “ayrılmalıyız.” Seninkine rağmen, buz tuttu ellerim. Beynimden akmıyor düşünceler dilime. Düşen ben oluyorum her seferinde. Üşüyorum sonra, haddinden fazla sokuluyor soğuk damarlarıma. Kanımla demleniyor soğuk. Kanım donuyor, soğuk donuyor. Çözülen dilim olmuyor yine de. Sarf edeceğim her harfe acıyorum adeta. Hem gerekçeni öğrenmek istiyorum. Hem de sağır edercesine susmak. Sonra susamak istiyorum öpüşlerine. Yeniden canlandıracakmış gibi dokunmalarına. Tenimde filizlendireceğin yeni aşklara. Kana kana içmek istiyorum seni. Sana toprağı karıştırmadan. Seçerek akıtıyorum seni içime. İçtikçe kalbime iniyorsun. Organlarımın yeriyle oynuyorsun resmen. Seni hazmeden kalbim oluyor. Hazımsızlık oluyor sonra adın. İçime oturuyorsun. Nefesimi kesiyorsun ve diretiyorsun. Kalk diyemiyorum. Diyebildiğim; “kal” oluyor sadece. Sadece bir harften korkuyor dilim ve saklıyor. Bir türlü ”kalk” diyemiyor. Aysun ÖZER |