Bahçenin Fethi
Başımızın
Üstünden uçan Ve giren serseri bir bulutun karışık düşüncelerine Ve sesi kisa bir mızrak gibi geçen, ufku baştanbaşa O karga Kente götürecek bizim haberimizi Herkes biliyor Herkes biliyor Sen ve ben o soğuk asık yüzlü delikten Bahçeyi gördük Ve kopardık elmayı 0 oynaşan ve uzak daldan Herkes korkuyor Herkes korkuyor ama sen ve ben Ulaştık ışığa, suya, aynaya Ve korkmadık Ne pamuk ipliğiyle birleşmesi iki adın, söylemek istedigim Ne de bir buluşma yıpranmış bir defterin sayfalarında Benim mutlu saçlarımdır söz konusu olan Senin yanık kırmızı şakayık öpüşlerini taşıyan saçlarım Ve içtenliği tenimizin Çıplaklığımızın parıltısı Balık pulları gibi Söz konusu olan gümüş rengi türküsüdür yaşamın Tan ağarırken kaynaktan fışkıran Biz o yeşil ve akan ormanda Bir gece yaban tavşanlarından sorduk Ve kaygılı, soğukkanlı denizde Incilerle dolu istiridyelerden Ve o tuhaf ve fatih dağda Genç kartallardan sorduk Ne yapmalıyız? Herkes biliyor Herkes biliyor Sessiz ve soğuk uykusuna ulaştık biz simurgların Gerçeği bahçede bulduk Bilinmez bir çiçeğin utangaç bakışında Sınırsız bir anda bulduk ölümsüzlüğü Iki güneş birbirine bakıp dururken Söylemek istediğim korkak fısıltılar değil karanlıkta Gündüzdür söz konusu olan ve ardına kadar açık pencere Ve tertemiz hava Ve bir ocak tüm yararsız şeylerin yanıp gittiği Ve apayrı bir ekinin tohumlarını taşıyan tarla Ve doğum ve gelişme ve gurur Bizim seven ellerimizdir söz konusu olan Bir köprü kuran kokular, ışıklar ve esintilerle Gecenin üstünde Çimenliğe gel Kıyısız çimenliğe ve çağır beni Ibrişim çiçekleri usulca nefes alırken Çağır bir ceylan eşini çağırır gibi Perdeler bir gizli acıyla dolu Ve toprağa bakıyorlar Masum güvercinler Kendi beyaz burçlarının tepelerinden |