Seda’ya Mektuplar/2
Bu ikinci mektubum;
Cevapsız birincinin acısını paylaşacak. Bilmediklerini, tahmin edemediklerini Kulaklarına fısıldaması için Rüzgâra savrulacak. Çünkü ben fısıldayınca Duymuyorsun. Düşünüyorum da; Yalan söyledim, düşünemiyorum. Bilmediğin onca şey varken Bilmen gerektiğini bilmemeni Düşünemiyorum. Neden düşünemediğimi Düşünmüyorsun. Bilmiyorsun… Başka insanlarla karşılaşır, Severim sanıyorsun. Gözümde bir melekten farksız olduğunu Bilmiyorsun. Anlıyorum deme bana, Anlamıyorsun. Sevmeyi bilmek yetmez beni anlaman için. “Seni sevmek” ne demek bilmiyorsun. Bak; Senin için kafiyelerimden vazgeçtim. Bak; Senin için ben’den vazgeçtim. Bak; Yaşamaktan erken vazgeçtim Bakma vazgeçtim. Baksan da görmüyorsun. Bu kadar kısa sürmemeliydi Yıllanmış umutlarımı söndürmek. Ensemdeyken Azrail’in nefesi Ölüm bu kadar uzun sürmemeliydi. “Olsun… Değer” derdim hep ama Değmiyorsun… Değmiyorsun… Sevseydin, Ezdiğin çiçeklerimden Sana taç yapabilirdim. Sevseydin, Tüm Dünya’yı karşıma alabilirdim. Sevseydin; Ölüme meydan okuyabilirdim. Sevseydin; Daha güçlü olabilirdim. Sevseydin; Ben daha çok sevebilirdim. Sevseydin; Allah kahretsin. Sevmiyorsun… Tahsin Bağcıvan 05.06.12 | 23.48 |
Sevmek karşılıklı olunca
daha da güzeldir.