Beyazın Eriyişi
Siyaha bürünmüş yine ufuk çizgisi.
Ve bir şeyler saklamış ince gövdesine. Sen kadar güzel ve pervasız, Ben kadar çirkin ve âşık bir şeyler Bu gece. Ve bir el uzanmış Alacakaranlığı aralayan. Göğsümden kalbimi sökmek için; Çatlak, nasırlı, yaşlı bir el… Kendi ellerimle vermişim kalbimi ona. - Kurtar beni bu aşktan ihtiyar! Kırmızıya bürünmüş yine gözlerim. Birkaç aşk kaçmış beyaz olan tüm yerine. Sen kadar acıtan ve acımasız, Ben kadar çirkin ve âşık bir şeyler Bu gece. Ve bir kahkaha patlamış Aşkın en ciddi yerinde. Tüm yüzlerin kızarması ve çekingen tebessümün… Bırakmışım kendimi onlara. - Sen de âşık oldun mu ihtiyar? Beyaz bir şeylere dokunmak istiyor parmak uçlarım. Beyazı hissetmek ellerimde. Ama cismimi çevrelemeye kararlı Sen kadar siyah ve sevgisiz, Ben kadar çirkin ve âşık bir şeyler Bu gece. Gecenin rengi siyah, sen siyah; Sevmek beyaz. Zaten hiçbir beyazın gücü yetmemiştir Siyahı tamamen kapatmaya. - Söylesene ihtiyar; siyah, renk mi yoksa renksizlik mi? Ben en çok siyahı sevdim yine de. Seni ve geceyi. Bir de sevmeyişini. Siyahı sevmek zor elbet. Renksizliği… Olmayan bir şeyi, seni. Ama canımı yakmadan salmamaya kararlı Sen kadar soyut ve imgesel, Ben kadar çirkin ve âşık bir şeyler Bu gece. Siyaha doğru yol alıyor cismim yavaşça Ve yaklaştıkça beyazlaşıyor gariptir ki. Eriyorum ince ince. Ateş yakınında bir buz, çaya atılan şeker gibi. Beyazın eriyişi… - Sen hiç siyahı sevdin mi ihtiyar? Tahsin Bağcıvan 29.09.12|21.09 |