)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-457-)(-)(-)(
************************************************************************
Yakar Feneri İnsan sembolüne büyüyen çınar Dostluk mürvetine yakar feneri Hazmin sofrasında duran ayva nar Lezzet kısmetine yakar feneri Nazın sularında yüzer ıstırap Zararın mahşeri zelzele harap Kararın şerbeti içilen şarap İkna hikmetine yakar feneri Uman tarlasını eker duygular Emin düşlerini arar kaygılar Gencin selamında dursa saygılar Yaşlı hürmetine yakar feneri Taner’im manalar erin mihrabı Piştikçe tad olur taze kebabı Birler bulsa eşi dostu ahbabı İki hasretine yakar feneri ***************** Rıza Taner ***************** 1956 yılında ERZURUM İLİNİN, Hınıs İLÇESİ’NİN, Alikırı (şimdiki adı Abdalan) köyünde doğdu. İlkokulu Hınıs’ta, ortaokulu Varto’da tamamladı. Köylerine gelip giden aşıklar, cemlerde dinlediği zakirler ve dedelerden etkilenerek türkülerle ve şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı ve bağlama çalmayı öğrendi. Özellikle, köylerinde bulunan »Abdal Ali« adlı ziyaret yeri nedeniyle sürekli değişik çevrelerden insanların gelmesi karşılıklı birçok kültür alışverişini de canlı tuttuğundan Rıza Taner de küçük yaşlarda şiire yöneldi. 1970 yılında Almanya’ya yerleşen Rıza Taner, bu dönemden sonra şiirle daha da yoğunlaştı ve ağırlıkla ayrılık, yaşam koşulları olmak üzere birçok dalda yazmaya başladı. Önceleri daha çok geleneksel havaları seslendiren Taner, daha sonra kendi şiirlerin de yorumlamaya başladı. ************************************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(-)(-)(-457-)(-)(-)( Allahın ilmini alan ulular Hâk, ibadetine yakar feneri Sevgiyi taç eden aşkla dolular Kul saadetine yakar feneri Doksandokuz ismi zikreder lisan Toprak doyar suya yılda her nisan Gönlüne sevdalar nakş olan insan Râb, adaletine, yakar feneri Hayrı, hasenatı vakf ediyorken Hep güzele doğru da gidiyorken Bilinmedikleri anlatıyorken Sır, delaletine yakar feneri Helal ye,harama el uzatma der Sapanlar borcunu ateşle öder Şeytana uyanı hep ikaz eder Şer, melanetine yakar feneri Rahman’ın izniyle halis kul olup Yaratılanlardan büyük feyz alıp Rabbinden geleni en kutsal bilip Hâk, emanetine yakar feneri Kazanmak isterler her gün yarını ibadettir derler günün kârını İyi bilir cehennem’in nârını Hâr, muhannetine yakar feneri Kebede ederken aşkla semahın Mevladır her zaman hep kıblegahın Lüzumsuz diyor ki, yüce Allahın Her alamatine yakar feneri SADIK DAĞDEVİREN AŞIK LÜZUMSUZ |
ne zaman uğrasam sayfanıza bilgimi alır
ibretimi alır
heybem dolu ayrılırım
Kaleminize teşekkürler...Ozan ruhunuza teşekkürler...