Vox Clamantis In Deserto
nuri’ye
orada dur ve bekle. dağ orada. deniz orada. gökyüzü orada. orada duruyorsun kımıltısızlığa gömülü korudağ’ın [yamacında. sil, sil artık gözlüklerinin camını, bu sis yanıltmasın seni: dağların görkemi uzaklaştıkça belirir, yalnızlığın da. çantanı aç. çıkar içindeki gökyüzünü. gökyüzü yetinmezliğin senin, yetmezliğin. eskimezin ve eskimezliğin. gökyüzü yorganın olsun. yaşamdan ödünç aldığın sevinçle paçalarını kıvır, çıplaklığını duyumsamalı saros. nasıl unutursun: sen yalnız yaşıyorsun, bense tanımadığım kendimle. - bak samur adası. ne deniz çekilir ayaklarının çıplaklığından ne çantandan çıkardığın gökyüzün, yani biraz çocukluğun: dokunulmamış yalnızlık yoktur orada dur ve bekle. çocukluğundaki kağıttan uçaklarla uçtuğun gök dal kırıklarından teknen dalgaları aşıyor denizde kırılmazlığı öğrenen yüreğin bir de. ne derdi annen: gülünü değerli kılan/ ona harcadığın zaman. orada dur ve bekle orada dur ve yaşamak yarın erken gelmez tam zamanında, hep hazır ol denizin dibindeki inciye uzanan eline bak. yaşamdan ödünç aldığın sevinç orada çıkmayı bekler paylaştıkça orada artık dur!ma. elma dersem sevinç armut dersem yaşamak. orada dudaklarındaki gülümseyiş sönmesin bir yanlış anlaşılmadır yaşamak keyifle. |