AŞKIN 8. HÂRİKASIBir yıldız kaydı gözlerinden bu akşam; Yakamoz düştü gönlüme işte yaşam! Bir uzak yıldıza göç edip seninle Düğün etsek kırk gün kırk gece ihtişam! Bir rüzgâr esti saçlarından Alîze, Tomurcuk sevi yeşillendi filize. Kavuşmak varsa sonunda Züleyhâ’ya Yusuf’la kırk yıl gömün beni dehlize! Güneş kızıllanır yanağında mahçup, Pervâne misâli yandım sana uçup. Mecnûn ya Romeo ne farkeder ismi? Âşığın yazgısı hep; ünvânı meczup! Damlalar çiledi kirpiğinden siyah, Kâh Âb-ı Hayat içtim ben arındım kâh. Gönül kemanına tel olduğun vakit, Bizi birleştiren tek makamdı Segâh. Ayın şavkı yansır alnından bu gece, Göz kamaştırır, tâcı nurdan son ece! Duru ve sâde hem parlak güzelliğin Nasıl çözülür bilmem bu zor bilmece. Arı bal alır dudağın gülbeşeker, Sözlerin aşk imbiğinden şerbet döker! Şeker mi, bal, şerbet mi anlayamadım; Hepsinin tadına baksam teker teker! Bir zambak yetişti; dimdik, uzun, beyaz. Adını koydular; asâlet, vakar naz! Bir sana bir zambağa baktılar sonra; Seni zambak güzeli seçtiler bu yaz! Elinde kuzu kınaladım bu bahar, Teni süt beyaz, gözleri sürmeli yar. Sekizinci harikası mısın aşkın? Şiir bitse de söylenecek çok söz var! |