itiraf
en fazla ne kadar ağlayabilirsin
ya da ne kadar dayanabilirsin her an yeniden tuz basılmış gibi sızlayan yarana... bir kağıt parçası ağır geliyorsa ellerine bir resim yetiyorsa tüm bedenini çökertmeye nasıl tutabilirsin mutluluğu ellerin tutmuyorken... denizden biliyorum burnuma gelen her kokunu. kalanlarla ardından usulca bakıyorum her dalgayla ayrı savaş ve her rüzgarla bir kez daha alabora oluyorum. bilmiyorsun elbet bir köşeden sessizce seni izlediğimi. ölüm inkar etmek olur aşkımı ne hayat ne de yaşam bir tek senden vazgeçmek olur itiraf ediyorum her nefes alışımda seni insanlar daima seni çekiyorlar içine bu yüzdendir işte baktığım her yüzde duyduğum her sözde seni görüyorum... en fazla ne kadar avlayabilirsin ya da ne kadar zulüm edebilirsin her sabah biraz evvel gitmişsin gibi eşlik ederken yarına... |