Aklım Beni Terk Etmiş Çoktan
yine bir akşam üstü
elimde bir kalem, bir kaç kağıt savruluyor rüzgarla, bir kaç kağıt ıslanıyor yağmurla... aklım beni terk etmiş çoktan... senin gidişinden daha yankılı oldu onun beni terk edişi... öyle bir bıraktı ki beni direnemez oldum senin yokluğuna, tutamaz oldum göz yaşlarımı ve her göz yaşıma omuzunda akıttığım yaşlarmış gibi sarıldım... sana dokunmuşlar gibi... biliyorum... aynı yolda yürüsekte aynı noktaya varamıyoruz. biliyorum deli diyeceksin diyorlar da, ama bazen hatta sık sık senin yürümüş olabileceğin yollarda yürüyorum. senin bastığın taşlara basabilmeyi umut ediyorum. biliyorum... ben aslında seni değil kendimi arıyorum... alışıyorum karanlık gecelerde hasretinle sevişmeye. direniyorum başka gözlere akıtmamak için yüreğimi. savaşıyorum içimdeki seni katletme diye. gülüyorum hemde çok karşıma çıkan herkese. çünkü beni gördükçe adımı adınla ansınlar diye... aklım beni terk etmiş çoktan... o gittiğinden beri kalbim hükmediyor bana. bir cin çıksaydı karşıma hani tıpkı masallardaki gibi ve olsaydı bir dilek hakkım ne mal mülk ne şan şöhret ne sağlık sıhat ne de seni dilerdim... açlıktan ölmek üzere olan bir çocuk edasıyla gözlerim masum yüreğim fırtınalar kopan bir liman başım dik... sesim titremeden tek istediğim şeyi kendimi dilerdim... açlıktan ölmek üzere olan bir çocuk edasıyla az sonra öleceğimi bile bile kendim olarak ölmeyi yeğlerdim... ve bir kahkaha atar adını adıma ekler seni kirletmeden ben olarak çeker giderdim... |