boş geçemedim işte...
bir tokat gibiydi topuk sesleri,
yağmur damlaları yüreğime saplanan bir kurşun ve kapının çarpılışı ömrümün yarısını alacak kadar acımasızdı... ömrümün diğer yarısı da sen giderken sana armağanımdı. anla işte bende beni yaşatacak ben kalmadı... rakı kokan sofralarda sessizliğim. dudaklarımda ismin, sol yanımda bir resim, daima aklımın uçurumunda bıçak kadar keskin gözlerin. boş kadehlerin bana kalan yansımasında sensizliğim... umut rengi hayallerde sarhoşluğumun kadehlere bir kere daha dem vuruşu, birbirinin aynı gecelerde kayıpsız sen nöbetlerinde, kayıtsız bir sabaha teslim özlemenin bendeki çocuksu duruşu... Nesli tükenmekte olan bir sevda, Esareti daima gözyaşı. Şubattan kalma veda, Esareti daima gözyaşı. her zaman eksik olanları büyüttüm koymadım engel zamansız yıkılışlara. şimdi kırık kadehler bırakıyorum, eğer aklına gelirsem beni onlarda hatırla... kalbimdeki yara kadar derin aklımdaki sorular. doldurmuyorum eksikliğini yalanlarla. ve sen gün batımlarımın sebebi hem beni mahvettin hem de kendini... olsun be olsun sevgili bu benim hatam değildi. sırf gitme diye daha az sevemezdim seni... Nesli tükenmekte olan bir sevda, Esareti daima gözyaşı. Şubattan kalma veda, Esareti daima gözyaşı. |