Anımsamak Kuşları
I
çatıların üzerinde yürürdü serçeler kanatlarından günışığı dökülürdü ciğerleri sökülür gibi öksürürdü yokuşa vurdukça erkenci işçiler ekmeğinin yanına güneşi koyup usulca bakkaldan çıkan çocuk bir çift kanat açardı köşede ben dönerdim geceyarılarından üstüm başım çatışma içinde sardunyaların arasında pencerede sen taze bir badem gibi dururdun beni her sabah böyle vururdun çekip gözlerine mahmur bulutu günaydın derken salt dudaktın biri seni mutlaka öpüyordu bana mı öyle geliyordu sen mi çok ufaktın saçlarında miniminnacık papatya ardında çiçek bahçesi ayıp bir söz gibi yürürdün gözlerimi alıp götürürdün körleme kalırdım gidişini görüp de dönüşünü beklememek olur mu beklerdim tahtaya gömülen çiviler gibi bluzunun altında kanatlanan çifte kumruyu biraz köylü biraz burjuva sanırım kalçalarından almıştı o felaket huyu II kimdin neydin neciydin benim fikrim yoktu senin yaşın ve korkun kimi vakit konuğu olurdun duvar diplerinde kalleş ölümlerin kokladığı evimin tomurcukları patlayan bir dal gibi gülerdin kahve içtiğimiz fincana pencereye kilime duvara tabakta dilimlenmiş elmaya çın çın mavi saçılırdı en olmadık yerde eteğin açılırdı aklım karışırdı ne mümkündü görmemek hissetmemek incecik parmaklarında aşkla tüterdi değer değmez dudaklarına bütün sigaralar erkekti III sen hep oralardaydın küçük hoş görüntülerinle ben yüzümü rüzgara verirdim saçımın her telini uzak mavilere götüren denize dönerdim sonra sırtında dalgalar yürüten terim soğurdu bir köpek namlu ensekökümde dururdu işkence şuradaydı cezaevi burada yürürlerdi benimle yürüsem uzansam yatarlardı yanıma onlar benim gölgelerimdi bir önüme düşerlerdi bir ardıma IV kapandı üstüme geceyarıları polisler sürüklüyordu beni kent boydanboya susuyordu bulvarda bir ağaç gürültüyle kusuyordu kapandı üstüme geceyarıları sen yoktun okul arkadaşlarımın adını telefon numaralarını sinema kapılarını öptüğüm ilk kız gibi içtiğim ilk sigara ilk içki çıktığım ilk afiş gecesi gibi aklımda tuttum bir senin adını adını unuttum anımsamak kuşları bıçak uçmaları |