yara
çürüyen sular zamanıydı;hangi yaram hangi gül’dü?
giydiğim bu elbise,hangi o uzun uykunun düşüydü? bir bahçe ki o bahçe ibrahim’indi ve işte göğsümde "çak çak" sesleriyle;kılıçlarla geldimdi! dört nala koşan yankıydılar;o atlar şimdi yoklar! ve yoklar mahşere kanat açan o kadınlar... âh kıyısında nehrini bekleyen;âh o gülgülî yanaklılar! dinlenen hangi şarkının makamı size en yakışandı? şimdi gam denizinde bir yolculuktur tâbi olduğumuz ve sessiz ve sakin ve utangaç ve mahmur... gülüşlerden merhem yapılan bu gemide yorulduğumuz akşamlardı o derin bilge;vur beni eski atlaslara savur! -kaç tufandı sayamadım omuzlarımdan düşen vuslat ki nur! gözlerime dökülen umut inceden bir korkudur! |