2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2333
Okunma
12
Yaşdım yandım.. Ateşin değil suç kurunun.
Hamdın..
Kursağımda kaldın hangi cümbüşte duruluk ?
Her şair sevdiğini ‘’ hû ‘’ larda yaşatırda
Nefsi konu olunca hangimiz açmaz uçkurunu ?
Cana can sorulur der ; sıhhatim canına can perver
Canım yoluna can kata , tütün yoldaş olur ten perde
Tükenmişim , her lobumda birer sükût bin ah
Zamana muhalefetinden can baştan oldu göz ferden.
Boylu boyuna dev aynamda sergilen
Her sergimde mısraların nur ala nur emsile
Takatimin son nükteleri silüetin silik
Velev ki sırra kadem bastım yokum ateşlerde elfidem
seni asla düşünmemek ölüme tama etmek demek
ölüme hazır ve nazırım dedim felek yüzüme kaş çattı
seni beklemek ömür boyu ve belki sittin sene
beklendim bin bir kere boynu bükük.. vah bahtım..
ölümün eşiği , arzın beşiğindeyiz ve sairleri.
batına olan aşkı bırakıp peşine düşün zahirlerin.
biz aşkı arşta güneş ferşte rahmet belledik
şimdiler de nâr-ı aşk dilin de küfür sabiilerin.
Masivayı yalnızlar, koca semayı yaldızlar süsler
Tükendi direnç , belimin köprüleri kopmak üzre.
Sarıp sarmala beni, hasretliğim ; tutuştu gönül..
Nefes olsun mudanya, bir de üsküdarda nahoş güzler.
Kimine göre sütten çıkmış ak kaşıktan münezzehtim
Birine karşı ruhum her curcunada mücerrettir.
Elime bahş edildi ve ben de her defada tekrarladım
Dile geldi mısralar , - bu ne cefa ne cürettir ?
Elim de kokun, sırtımda hasret velhasıl boynum bükük
Sabır çekmemi bekliyorsun da hangi beden çeker bunca yükü
Yargısızca hüküm vermek sanırım doğanda var
Ve tabiatında kayboldum kurtar Rabbim şartlar kötü.
Beni bir ben anlar bir de ben de oluşan bi sürü sen
Ben de biten benleri kundaklayıp salı ver denize
Topraktan yeniden doğup yeniden filizleneyim
Ve kokum yeniden dolsun aşka aç is’e tok genize
Ölüm kadar olmasa da ben de bayağı boldun
Her boşluğum şuh hoşluğum seninle taştı doldu.
Bense koptu zincirinden akıbeti muallak
Ey gayb ! günümü gençliğimi yollarında soldur.
Kaybolan yıllar, ağıran sırlar, yitip giden gençlik.
Tüm bunların gölgesinde deşilen sadece ferş mi?
Bundan kelli elim yazar hem dahilin de bozar.
Sorma bana kimsin diye ben o şen şakrak gençtim
Aşk sandığın şey değil aşk başka
Aşktır; eğer yar için geçe biliyorsan aşktan.
Baştan sonra temaşa et beni, ipek tenin derime
Nefsim gelsin geriden aşk baş verdik istedi astar.
Kastım çemkirme değil yalvarıştan ibaret hüdaya
Gözlerimde yaslı ferin ibarettir nüdandan
Yerde âmâ, gökte mânâ safta ranâ.. Bildin.
Tüm bunlar gölgesinde denize sıfır mübâlâm
Basite aldın damlayanı
Yazdıklarım bir tutam aşk çokça naaş içerir.
Ha sitem ha tütün harlayanım
Bir sen var ben de yâr, binbir benden içeri
Mihr doğdu şems battı.. Ne mükemmel zamanlama
Battım eş zamanlı geçtim onca zaman Kar anmadan
Yandım deme, yanmana tekemmül heyhat demen
Bundan bin derece elzem imtihanı tamamlamak
Sevmekse ibadetçesine vuslat-ı muhal bazda
Çünkü ben de var oluşun fazlalıkta azdan
Kastım sen değilsin ne de seninle olanlar
Velhasıl içim de yaşattıklarım ezberi bozacak tarzda
En az bunun kadar önemli yaşanılanı idrak etmek
Bundan kastım elimdekiler ve kalanlar sefaletten
Belki dirayetle dayansan, belki sabretsen
Belki fark etsen, var olanlar anlam katlar sirayetle..
Ölümü bir, yaşamla dönümü bir kıldın
Bunun ahirinde mecalim, direncim yıkıldı
Ben ise; ki benimle sen eş yahut şeş anlamlı
Ben sayende şekillenip cisimden sıyrıldım..
Neden böyle, neden bıraktık?
Bıraktıkların nazarında mutluluk ırak mı?
Bir sen ehemmiyetli bende bir sen önemli
Bir ben körerdi sende dahilinde sırat tın.
Ateşin yaktığını tercüme edemez bilgi
Burada sayfalarca yangın türcüme eden dildir.
Metni karartan benlikler, uğultular, yollar
Bu yollarda sürtünmekten silüetimi sildin.
Bu devirde basmakalıp yaşandı aşklar.
Aşk Şubat’ta güneş Nisan’da ibaret yaştan.
Dizimde derman bronşlarımda nefessin
Beynimde heves kalbimde çok, çok başka..
Bir birliktelikti bu yol, karşılaştık güvencinle
Hatıralar harlanır ve devamında düvencin der ;
Sıvayamadığım geçmişim, öremediğim yarınım
Alnımda kârım, pervazımdan geçilmesin güvercinden.
Burası ferah, nefesine nazaran ölüm.
Gömdüğüne koşmalı insan akrebin tersine dönüp
Tersim topraktan ibaret ibaretim topraktan
Dönüş topraktan olsun vaktiyle alnımdan öpüp gömün.
Biliyorum ordasın, cebinde ki elindeyim.
Hararetimi dengeledim buz tenine sicimleyip.
İnfilak eden sinirlerime masaj mahiyetinde ki,
Tenine zerre miskal sıkılmadan ömür boyu demirlerim.
Bir nesim.. Sen nesin? Bendesin..
Ben de sen ola bilir miyim acep herkes gibi senleşip.
On iki ben, on iki sen on ikişer parça biz..
Her parçada bir ah çekip çökmeliyim derleşip..
Eflatun bir penceredeyim manzaram mordur.
Aştım yedi kat göğü destur bu ne sual ne sorgu ?
Düşen her cemre de fikriyatını andım
Saçıldı sümbüller, suya yaşam kaynağı ateşe kordum.
Ve bu asrın gördüğü en derin serzeniş
Ben ise rüyalarındayım boyun bükük, sersefil
Ölüm aşkı bekler, şubatlar baharı
Zafer kağanı bekler şu derin uykular sersemi..
Bitik bir biz, bir dizi iz
Bilseydim ölümü getirecek susar izlerdim.
Hatmedilen hizb katledilen biz.
Canımdan can koparsalar huşu bulur gizlerdik.
Bir can doğar bu ay da bin can boğan.
Fincan kahvenin telvesinde aşklar rohan.
Kursağımda takılı kalan beş harften birisin
Her beşinde minik kalbim yine, yeniden doğar.
Bu bir dilsizin sağıra amiyane tecri
Etkinde nefis doydu güzelliğine fecrin.
Her damlada sen her hanede vuku buldun
Her tanede huşu buldu gönül zevk eylerken hicvi
Toprak.. Zamanla cebelleşen yıl aşırı afkâr
Alnımda ki her kırışta birer sükût bin ah var.
Bende bekledim seni, bende özlerdim
Ben taşırdım seni boynumda ki arda kalan günahta
Yokken dahi duaen lisanı halle gıyab ettim
Gidişinle her sahifem hem taifem kıyam etti
Hani nerede sonsuzluk, nerede bucaksız ummanlar
Kişinin ölümü kendisine ölümün bana kıyamettir.
Bir gün ben ol, bir gün çek bu derdi
Bir gün ben olaydın bu bende ki dert mi derdin.
Ben uçuştum, notalara karıştım..
Sana layık görsün bu dert galon galon hicvi yergi.
Özlem..
Dönemin elem rezaletine adını veren duygu
Uzaklaştım yar diyarından başa hane oldu kuytun.
Yeşilvari dünyamda dumanı sen sandım
Ve odamı sen sardı, kapalı olan şuurumu uyku.
Pek yakındı, atomun direncinden kâvi aklım
Akla tezat giden bende milyon parça sen saklı.
Ben bu gün öldüm, ben bu gün öldü
Ben bu gün caydım yardan keza fuzuliyatta hatrın.
Mana boğdum, sen öz mananın manidarı
Derdim deste deste seni gül kokuna aşikârım.
Sizler bir nefes, sizler bir hece
Bizler her geceden her şafağa payidarız.
Tasam rolantıda, bünyemde darmadağın
Ten güz hoşluğunda daralmakta boş hamağı
Elimin ulaşamadığına, gözümün görmediğine
Tadımı almadığına şahit safhanın yedi basamağı
Ateşten bi makassın pamuk derim lime lime
Her kırbaçta milyon af der ben ve parçalanmış sinem.
Hani sözün kâfi idi? Hangi sırrımız baki!
İnan olsun pişman ettin senden bahsettiğime..
Her an dibimde bitmelisin, adını andığımdan
şafaklar yakındır ey nefs bir kulaç atımlığında
beni harab ettin, beni bitap ettin
beni ele güne bıraktın ya utan kadınlığından.
Alnım pakça, hizam safça, yüzüme kömür hudut
Saçlarında mizah vari, ciğerlerime kâfi huzur
Ser-i imhaatta sen, hüsnü kelimaatlar da sen
Türlü naattın her neşrinde yüzümde huzur etti sudur.
Alınır güneş ay’a birbirilerine ihtivadan
Geceyi güne boca eden meyil verdi ittifaka.
Bir elimde kor ateşler diğerinde intibalar..
Eli ele sabitleyen hiç izin verir mi niddi vaka?
Arınamadım, senden ibaret muhteviyyat
Aşksa ziyadesinde gel eyleme, müktefî yar.
Siyaha beyaz, ateşe su, yaşama ölüm misal
Elime elin, öteme berin na-sazkârî yan.
Gitme..
Gözlerindeyim..
Sitem vari karşılıyorum işte bu özveri deyip.
Her dokunuş başka söyler, her dokunuş pürnazımsı
Nazma şah çekerken kazanır gözler gönüle ivmeyi.
Bu kaçıncı tel, peki kaçıncı tendesin?
Görünmekte hissiyatın açık kalmış perdesi.
Sen yeşil bi bitki, çektim içime bittin.
Döktüm içimi gitti, boğazında kalıcam telvesiz.
Uyku yok gibi yoktan az, azdan fazla
Dedim ya çoğunlukla bende fazlasın hazdan
Sinir uçlarımda seyir halindesin
Bu halin de neyin nesi? Kırılacaksın nazdan.
Bu aya kızdım, hıncımı taştan çıkardım.
elli dalga betim, hicvi baştan çıkardı
doğanın börtüsüsün, şu kara kışın örtüsü
Söyle afrân ölçüsü, göz hiç yaştan bıkar mı?
sıkardım kemerimi, aşka aç gönül ise
gayrılık nidasında tek hecelik viraj isem
dönme beni, tut içinde nedensiz
gün gelir de yutar bizi hak yolunda virani sel
kaç gecemi helak ettin kaç gecemi sömürdün
sonunda infilak ettim aşk karın mı körün mü?
ilhamın ensesinden tut ta Bahreyn’e kadar ceset
her bir leşe bir arşın saliye münasip görüldü.
afitap yakıcı kitlem, bedenin vebale fitne
süm temaşa için bi gece bir göz odaya kitlen.
affım olsun satırları belki bir gün hatırlarım
bir avuç kahvem kaldı gerek yudumlayıp gitmek.
siliniyoruz..düşüncesizlik aşka nazaran revaçta
siliniyoruz olduğumuz yerde çırpınırken telaştan.
bu kadar hicvi münasip gördüm mazur gör
çünkü silinmekte silüetin meyil var sona yavaştan...
5.0
100% (3)