Medet Kaftanı Aftan - Mihr-û Mah (2)
Medet Kaftanı Af’tan;
Kül ettin beni, ah şah-ı Şita! Ahımı aldın, gayri billah af işit af Kristalize soluklarıma bir yudum oksijen Yansın alev alev bronşlarımda af ah-ı Şita! Mihr-û Mah edalı sarmaşığın belası çınarım Gördüğü an dili lâl, lehçesi yalan oldu kamerin Yansın zaman, ateşlesin kıvılcımları çıramı esirgediler kokunu tenini, varlığından yok haberim. O af ki, afakım kaplı seninle Kaptı seninden, alnı kor ateş kaplı zeminler Mağfiret, hüma.. Günüm yarın dün an Adımladığım her topraktasın, gün aşırı sen iller. Helâl dairenden çıktım, günaha bandım Fikrin zikri yoldan saptı, günaha daldı Cahilin cehliydim, ilmin fakiri fukarası Affın burnuma karanfil idi günaha daldı. Dağdayım medetle köpüren bir okyanusta Genzine çek bahşını yahut od’la yan ustam Soluğun yirmi dört adım, yirmi dört altın Tükenecek ömrü nakdin zaman dar, az uzdan. Fasıllar klişe, bilindik lakırdılar Pisle vebaline istemsizce bak ardına İstiğfardan uzak, sol omzuna tuzaksın Günü gelince bak ardında, velhasıl bak ar duman. Uçsuz mağfiret düzlüklerinin simi çimen Üşenmeden sittin senelik bir cismin sin içine Kokla günahını, kırılsın burun direklerin Ve asılı kal oralardan havf ve recasın içime. Kayboldum bilinmezliğin bilinmediği asırlarda Ki var oldun nasırlardan, ipek tenine hasırlar dar Ellerimle dokudum seni, nur alâya buladım Affın güneş, mağfiretin berf olduğu satırlar var Busende, çayımda şire kâni? Fani dem.. Göz bebekleri gülerken, lisan-ı hali der; Heyhat.. Ebedi gazap sineme nakş oldu.. Uyandı algım anam! Hakkını helâl eyle validem... Kuşaklarca göğün bileklerinde mevlevi Mevzim kin kokuyor iken gözümde yaş hem levin Affı sana sığdır, dur. Affı bana sığdır dur.. Gel dedin, döndüler ya hem yezitken hem Lenin.. Velhasıl; Gördüğüm her yerde, hem Mev de hem Lâ dasın.. Medet kaftanı aftan ve hak tealâda sır Şems-i ölmek milim milim, dudağımda kirin diri Özüm affından uzak bilhassa vakt-i alâ da sığ... //Nârdanadam! |