Ferhadgüneşin güvercin kanadına dokunmasıyla uyanır gökyüzü toprağın sırtında gelincik sabahın zarif elleri göçebe bir buluta yüklenir bereketi gözlerin öncesi yaşamaktır sınırın sonrası mülteci var mıdır çocuk olup da gökkuşağına kanmayan ya da hangi yalnızlıktır pabucunu babasının mezarında unutan yoksul duvarlarını sevdim bacasız evimin annemin kerpiç dilini susmanın da dili var mıdır Şivan aşk çıkmıyor gönlümü hangi kuyuya atsam ipsiz bir balonun dipsiz nefesinde umudum kaç ömür daha eskir aynada unutulmuş bu yüz Fırat’ın ıslak teninden yakamozları yoldum salıncağımdan düşür beni anne çocukluğum zehir yak düşlerimi tandırın kızıl ellerinde saksıda mayın tarlası gül açmıyor yurdum var mıdır insan olup da insana yanmayan ya da kimdir kendini bir yabancının suyunda unutan kurşun izlerini sevdim hükümlü kaderimin babamın ıssız dilini ölümün de dili var mıdır Şivan Ferhad Gülsün Seslendiren : Nevzat Süs Müzik : Lena Chamamyan Not: Şiirden başka bir dili olmadı sessizliğimin. Bölüşerek büyüyor sesimiz ve çoğalıyoruz paylaşıldıkça kalpten kalbe… İçten yorumlarınız için, şiirimin kıyısına bıraktığınız dizeleriniz için hepinize teşekkür ediyorum… Şiir kalsın her ölüm… Şiir uyusun… |