TOPRAK VE ÖLÜM
Tipi-kar düşer yoksulluklara
Sokaksızlıklara… Ve ben ölü düşüyorum yeryüzüne Soğuk-buz toprak… Ve ölüm kokusundan Havar sesleri yankılanıyordu Anaların avuçlarında Kıpkızıl kan! Çocuklar ölürken… Çığlık-feryat eşliğinde Bir sekide Azrail gülümsüyor! Ve bir can mezara gömülür Ölüsü öldürene ait kalarak… Tipi-kar düşer yoksulluklara Sokaksızlıklara… Ve ben ölü düşerim yeryüzüne Dolu yağmam da muhtemel Garip olan ne bilir misiniz? Yokolmalara sessiz sevinler var! Bir yıldız kümesinden koparılmışım Gözlerimde ışıksızlık, yakınsızlık… Yalnızdık çünkü hep yalnızdık Kurşunlar vızıldar Kimine ölüm kimine vızıltılı kısmet! Gökyüzüne yolculuk var; Sığınaksızlıklara, uzaklara çıkmaz duvar… … İçi öfke dolu cellâtlar pusatlı Engerekler, çıyanlar var! Şimşek olup çakmam da muhtemel Tuhaf olan ne bilir misiniz? Öldürürken gülümseyenler var! Sıcak akıntıların dalgasıyım Yüreğim deniz kanıyor Hafızasızlık çekerken okyanus Balık oluyorum! Ve yanıyor su/ hükmetmektedir ateş Ateşler ki yakıcıdır; ısıtırken en çok yakanı köz… Yüreğim harap, debeleniyor; deşildikçe İlginç olan ne bilir misiniz? Mümin giyitleriyle savaşları kutsayanlar var! Kirli savşlarda kazanan taraf yoktur; biri toprağından, haklarından ötekisi vicdanından kaybeder! (H.R.Y) HRZ/ MAYIS -2012 |
Beşeri Aşkların Şairi tarafından 7/27/2012 4:37:57 PM zamanında düzenlenmiştir.