Haydi Bebek Dön Kaburgalarımadağların ardına devrilmiş güneş öyle yorgun liman işçileri sigara yakmış ufku izlerken serçeler günün son şarkısında unutulup gidecek tamamlanmayan bir gün daha hırpalama gülüşümü bana denizlerden rahatlık getir yakamozu gözlerinden azar azar dök üzerime dalgalanarak tutuşsun düşlerim günlerin kararttığı zihnimde simbeyaz olsun hiçlik sessizliğe oyulmuş derinlerimde kasvet var kullanmamaktan eskimiş sesim ramak var ağzı bozuk bir kadının ruhunu uyandırmaya ama önce saçlarımı okşa bir tufan sonucu delice sararttığım kıvırımlarımdan adrenali yüksek yaradılışımın soluk soluğa düşlerini tükettiğimi bilmeden mucize gibi dönüp gelsin ömrü onaran çocukluğumun sesi uyucaz uyancaz bayram olurdu yatağımın altında kırmızı bir düş gece boyu benden önce evleri dolaşırdı ayakkabılarım mendil arası lokum ağzına kadar leblebi şekeriyle dolardı torbalarım delikli liraları annem anlatırdı babamın öptüğüm elleri devrim kokardı gayri saklanarak akıtılacak gözyaşıymış özgürlük torbalar desen kabullenişe dolgun gözlerimizin altında vazgeçişle başlar eğik kimbilir kimlerin yalnızlığına dayanamayıp uçup gitti güvercinler neyse ki denizle oynaşmayı unutmayan martılar var gecenin kanadından yıldızları çal fazla bu insanlara buharlaşıyor ışık bayramsız evlerin ıssızlığı bu coğrafyada kanunlarca onaylanıp terkedilmiş dün yarınsız kokuyor vatandaşlar maziyi parlatsak neye yarar bakıp bakıp hüzünleneceğime iliğimin hırçın sesini duymadan haydi bebek dön kaburgalarıma göz açılır kapanır güneş gelir gider soluk almak olağan olanaksızdır uçmak tenimde dikkat zehir var... |
bilerek yeni yorum bölümündeyim şu an,,,,
okudum,,
belki kızacaksın ya da s(b)anane modunda bir duruşun olacak ama öncekiler daha iyiydi sanki,,
(takibe aldığım tek kişisin,,laf aramızda,,:) )