SESSİZ ÇIĞLIKSessiz bir çığlık gibisin, duyuyorum… Herkes elleriyle boğarken seni, boğulmuyor sesin kulaklarımda. Kıvranan bedenine dokunan eller kirlenirken… Duyuyorum… Fırat ve Nil gibi akıyorsun kıyamete… Bereketli topraklarında yükselen hayallerle bezeli bir şehir… Karanlık elleriyle nefesini çalmaya çalışan karanlık bir zulüm… Gözlerini oysam iblislerin bin göz büyür karanlıkla mayalanan ufuklarında. Kızıl bir güneş olur kana boyanan okyanuslarında. Yinede tılsımlı bir zebani, yinede kör gözlü bir iblis… Herkes sana dokunmak isterken sen kutsal bakire. … Çürüdükçe elleri daha bir iblis. Koktukça nefesleri, zakkum ve irin. Duyuyorum ayak seslerini kıyametlerin. Her dakika sana koşuyor düzen sahibi… Elif gibi büyüyorsun yüreğimde. Lam elif gibi… her ne kadar eğiliyor görünsen de… Her daim zulme karşı son bir darbe gibisin güçlü… Nur oluyorsun damla damla tauna. … Bir kapı… içerden açılıyor. Cennet kokuyor elif, be, te… Ezan sesleriyle yükseliyor ruhum. Gözlerimi kapatıyorum… kıyamet kopuyor kör gözlü iblislerin kendi cehenneminde. Kendi karanlığında eriyor etleri. Elbiseleri yanıp yine aynı deriyle giyiniyorlar kendi cehennemine. Ebu Leheb gibi alaycı kimlikleriyle yüzleşmeliler ve kendi odunlarıyla harladıkları cehennemde yanmalı bedenleri Firavunun soysuz torunları, |
Değerli kaleme saygılar...