ölüm...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Özlem duyuyorum çocukluğuma artık...
Yüreğinde arta kalan anıları besleyenler uyanıktı sadece.
Bazen yüreğime söz geçiremez terk ederdim uykuyu.... Böyle bir geceydi yine, Uykunun kollarındaydı şehir. Adımlarım aldığım her nefes kadar yorgundu.... Zamanın hızına ayak uydurayım derken kaybolmuşum karanlıkta. Gidiyorum mevsimler kadar yorgun ve üzgün bıraktım artık her şeyi gönlüme. Yağmur yağıyordu gökyüzünden hasretim kadar yanan çocukluğumun kapladığı yüreğime. Karmakarışık duygularda bulmuştum kendimi... O çekirdeklerin içinden çıkanların süt mü yoğurt mu olduğunu doğru bilseydik eğer gerçekleşecekti tüm dileklerimiz. Çağlaların içinden çıkardı olmamış çekirdek. Birbirimize süt mü yoğurt mu der sıkardık. Çıkan sıvı fışkırırsa süt, fışkırmazsa yoğurttu. O zaman bilmezdik yoğurdunda sütten yapıldığını Ama, her defasında bilemezdik. Sonra bir ara ayakkabıların topuğunu kırmadan yürüyebilseydik eğer gerçekleşecekti dileklerimiz Bu yüzden annemin ayakkabılarının topuğunu az kırmadım. Az koşmadık altından geçebilmek için gökkuşağının, Sonra ögrendik ki altından geçen kızlar erkek , erkeklerinde kız olduğunu. Ne gerek vardı erkek olmaya Hem de büyük kabarık etekler giymemize az kalmışken. "Uç uç böceğim/annem sana/ Terlik papuç alacak/Dileklerimi gerçekleştir" Derdik elimizdeki uğur böceklerine. Ne yaptıysak gerçekleşmekdi dileklerimiz Buyüzden hiç itiraz etmedik bizleri kandırarak çocukluğumuza yapılan haksızlığa. Şimdi ise böyle anlarda hayatımın bir an önce sona ermesini "ARTIK BİTSİN" bu işkence. Mutluluk oyunu oynuyorum çevremdekilere. Bilmeden her şeyimi nasıl yitirmişim Dileklerimi, çocukluğumu, mutluluğumu... Artık gözlerimden akan yağmur damlaları ıslatmıyor yanaklarımı. Meğer kendimi terk etmişim ben ama, bunun farkıda değilim. Her şeye rağmen hayat devam ediyordu. Ben ise komşunun balkonuna kaçmış topu Boynu bükük karşı kaldırımda durup bekler gibi bekliyorum karanlıkta. Zamanla herkes, her şey değiştide ya... Yüreğim?.. O da değişmiş miydi acaba?.. Zordu.Kalbe karşı koymak ya da bunu gerçekten istemekti.. Yüreğim bir çocuktu sanki, her şeye inanan, her şeye safça kanan Her şey kapkaranlık bir çıkmazdı. Gecelerimin karanlığı yetmezmiş gibi Artık gündüzlerimde kararmıştı. Ömrüm güneşin doğmasını beklemekle mi geçecekti hep?.. Galiba ben seçmiştim geceyi, karanlığı... Neden peki, neden ?.. O kadar rengarenk ışıklı günler varken ... Neden karanlık?.. Üşüyorum, korkuyorum, kayboluyorum bu karanlıkta artık. Daha yaşayacağım çok şey varken pes etmiştim hayattan. Yılların içimde bıraktıkları neydi ki?.. Bir çok şeye veda etme zamanı gelmişti çoktan belkide. Ölüm her an kapımızdayken biz bunu hiç umursamadık. Her ayrılığı ölümmüş gibi sanıp bir bitişi hazırladık kendimize. Bunların hepsi bizi gerçek hayatın nasılda Baştan çıkardığı cilveli oyunlarıydı.. |
resim yani,