erguan ve kaybolan kelebekŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bak yine geldi erguanların gün ışığına çıkma vakti...
Özlemle, hüzünle, sevgiyle, umutla, bekliyorum üzerimde kaybolacağın günleri... hani hep derdin ya erguanım diye... kelebek öldü erguan soldu...
Elele iklimler boyu yürüdüğümüz bu yollarda
Gölgelerimizi taşıyan kaldırımlar Her bahar doğan çiçeğe duran ağaçlar etrafımızda... Gönlümüzde ise açmış erguanlar ve içinde kaybolan kelebekler vardı.... Sen hep beni "erguanım" diye sever, "Elbet bir gün kaybolacağım senin üzerinde" derdin... Bunu her söylemeye başladığında hayaller tamamlardı sözlerini. Hani derler ya "pembe panjurlu içten merdivenli bir ev, Bahçesinde kocaman bir söğüt ağacı bir dalında salıncak.."derdin. Sende ... Sende ister misin?.. "Yok" derdim hep "Sen benim hep yanımda ol ben tek odaya dahi razıyım"... Sen sıkıca elimden tutup "bende öyle" derdin gözlerime bakarak... Bu kez iklimler boyu yürüdüğümüz şu yollarda Elimde senin o sıcacık ellerin yerine bir bavul vardı sadece. Gece yarısı kulağı ısırarak üşüten bir rüzgar Umutlarını sonsuz toprağında çamura bulayan bir yağmur yağıyordu. Düşlerim ise salıverir kendini,.. Belki de sonbahar yaprakları gibi dökülüyoruz bu hayattan. Her bir parçamız ayrı bir yere dağılır sessiz sedasız. Hüzün ateşle yanardı... Rüzgar ise içine çekerdi ateşini. İnci gibi düşerdi gözyaşlarım yanağıma, Ezip geçtiğimiz kaldırımlar, gözlerimizin değdiği gökyüzü,.. Bizim birbirimize karşı söyleyemediğimiz, Yani feryadımıza aksi bir sedaydı. Seviyorduk her şeyi "HAYAT" ı bile... Bir çok şeye aşkla bağlanırdık birbirimize olduğu gibi. Bize verilen küçük bir hatırayı yıllarca saklayacak kadar vefalıydık. Sevgiler vardı yüreğimizde biriktirdiğimiz, Özlemlerimiz, hayallerimiz, umutlarımız vardı geleceğe dair. Şimdi iklimler boyu yürüdüğümüz o yollarda Yıllar geçerken yitirdiklerimiz ya da yitirdikleri şeylerin Biraz daha farkına varıyoruz belki de. Günler geçer, haftalar geçer,.. Hatta,.. Hatta asırlar geçer ama, biz geçemeyiz bu hayattan. İklimler boyu yürüdüğümüz bu yollarda Gölgelerimizi taşıyan kaldırımlara inat Kimi zaman bir kardelen gibi cesur, Acıya göğüs gerip kendimi ispat ederdim ya da etmeye çalışırdım, Kimi zaman ise kuru bir yaprak misali rüzgarın estiği yöne savrulup giderdim. Rüzgarsa tüm bedenimi saradı sıkı sıkı. Özlem duyardım yaşadıklarıma ve teslim olurdum gözyaşlarıma... Bilmiyorum sende de oluyor mu?... Vurgun yemiş ıssızlıklar çaldı hayallerimizi, Yalnızlık kör bıçak yanan yüreğimizde. İkimizde kıymetini bilemedik geçen zamanın Anlamsız kavgalar sardı nicedir kalplerimizi Öfke dedik, yarın dedik unutukda,.. Umutla merhaba diyen sabahları. Hapsettik geceye pencerimize doğan ayı, Bir seni unutamadım birde erguanlarda kaybolan kelebeği. Sebebini bilmediğimiz kırılganlıklarımız oldu ara sıra. Tek dostumuz "acele et" der gibi haykıran duvardaki saatimiz kaldı. Bak yine geldi erguanların gün ışığına çıkma vakti... Özlemle, hüzünle, sevgiyle, umutla, bekliyorum üzerimde kaybolacağın günleri... Hadi gel yine Seni seviyorum de , Son bir kez olsun seviyorum ,... Seni seviyorum... |