aşk bir dilsiz çocuk değil mi?İçim sızlıyor yine uzun yolar görünüyor. Satır aralarında gizliyorum söyleyemediğim sözleri. Açılan tüm kapıları kapatıp yalnızlığı selamlıyorum. Sessizce bir sigara yakıp yanan kibritin çöpü gibi bu yalnızlığında biteceğini biliyorum. Ben yalnızlığı koynuma alıyorum, yetim göğsümdeki acıları anlatıyorum ona. Zaman akıyor, çamaşır bulaşık birikiyor, sakallarım uzuyor, küllükler sık sık boşalıyor. Ölüm sessizliğine gömülüyorum. Çığlıklarım mısralarımdan taşıyor ve avuçlarımda yaşlanıyor. Lanet zaman ne kadar da acımasız. Kim yıkar bu bulaşığı çamaşırı. Kim dinler saatlerce sıkılmadan beni. Oysa dağ gibiydim kendine güvenen ve her şeye direnen. Tüm kapıları kapadım iyi de yaptım. Ben onların maskelerini hiç sevemedim. Bugün yine yatağım boş ne güzel yalnız uyumak, yada bir cesetle sevişmemek. Düşlerimde bir kadın vardı. Kirlenmemiş masum bir kadın yüzü güleç adını kelimelerimde sakladığım. Şimdi yine sabah yataktan kalkıp kalabalığa karışacağım, kaybolacağım belki de bende bu yüzler arasında. Oyuncaklarını kaybetmiş bir çocuk gibi ağlayacağım. Ama eteğini çekiştireceğim bir annem olmayacak yanımda. Sokakta ölüm sessizliği var, sokakta kayıp kalpler var. Bu boktan yüzlere gülümsemek zorunda mıyım? Yine lanet kurallar bıyık altından gülümsüyor. Oysa benim kurallarım yoktu, kuralsızdı her şey. Bir insan ancak kusursuzluğa böyle yaklaşır. Nasıl bir oyun bu? Hayat dedikleri kocaman kandırmaca da benim rolüm bunlara direnmek mi? Yorulmak mı?yada sonum dokuz milimetre çapında bir çekirdek, kafam da küçük bir delik, lanetle bakan gözler, tamamlayamadığım küfür, her yer kan kesilen bir ağaç gibi yıkılan vücudum sonra hareketsiz bedenim. Alın işte borcumu ödedim. Bu senaryo bana ait değildi zaten. Bunları düşünerek yumruklarımı sıkıyorum. Tekrar dönüyorum oyuna. Düşlerim düşüyor cebimden ben şişeler içinde uzun bir yola çıkıyorum başım dönüyor, her şeyi unutacağımı düşünüyorum. Çalan telefonumu fırlatıp atıyorum, kayboluyor sahte çığlıklar. Ben deliyim, evet ben bir deliyim bu oyunda kaybolmak istemeyen bir deli. Çocukluğumu anımsıyorum, oynadığımız oyunlar geliyor aklıma kısa süren bu film azda olsa mutlu ediyor beni. Yine susuyorum dilsiz bir çocuk gibi. aşk bir dilsiz çocuk değil mi zaten deyip yine kapıyorum perdeyi, yine kapıyorum perdeyi... |
Güzel yazınızı beğeni ile okudum.
Kaleminiz var olsun. Selamlarımla.