Rıhtımda SonbaharŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Dün akşam üzeri reisin kahvesine giderken kordonboyunda yağmurun dışında sadece martıların çığlıkları ve balıkçı barakalarında demlenen balıkçıların radyodan dinledikleri nostaljik şarkılar vardı. Kimseler yoktu. Liman kahvesinde yaşlı reisi ziyaret ettim. Bu etkileşim çalışmamın kaynağını oluşturdu. Gökyüzü kurşuni Yağmur sicim-sicim Rıhtım ıssızlık ve yosun kokuyor Akşam saatinde Deniz çalkantılı Birer çocuk gibi binmiş martılar Dalgaların üstüne Oynuyor Hop aşağı-hop yukarı Kendi zevkinde Barakanın önünde İhtiyar bir balıkçı oturmuş Nostaljik şarkılar dinliyor Kızıl asma yaprakları Ve yaşlı adam Tir - tir Titriyor Liman kahvesinde Masalar devrilmiş Kimseler gelmiyor Reis üzgün Dokunsan ağlayacak Ne reisin hüznü Ne de yağmur Dinmiyor Nereye gitsem Bırakmıyor yakamı Kahrolası kasvet Sonbahar beni Safına çekiyor Celal Çalık |
Masalar devrilmiş
Kimseler gelmiyor
Reis üzgün
Dokunsan ağlayacak
Ne reisin hüznü
Ne de yağmur
Dinmiyor
Nereye gitsem
Bırakmıyor yakamı
Kahrolası kasvet
Sonbahar beni
Safına çekiyor"
Yıllarca denizleri arşınlayan kendimi gördüm titreyen yaşlı adamda...Ne kadar hüzün verse de acıyla karışık bir tebessüm getiriyor insan...Şiirin başlığındaki rıhtım ve sonbahar iki aşık gibi birbirine yakışmışlar...Teşekkürler paylaşımlarınız için...