elais Velais kuytularda nilüferler kadar kaçak tenin tenime avuçlarım ellerinin sıcağından sürgün mülteci dudaklarım dudağının narında buz kesmişliğim... elais... dallarımda gülüm direniyor tunca boyalı eylül’e inat gün yorgunu güneşli yanım ayaza çekmiş dilimde sözüm... yol vermez baş kaldırmış sıralı dağlar gibi düşlerim dar gecitlerim patikalarım ıssız gidilmemiş aşinalıklarımsın elais... ah elais... kırmızı ruj lekesi kadehimde dudaklarının izi sıcak ürkek mahcup terimde saklı teninin kokusu... sesin doruklarım da pınar çağıltısı.. of elais... bal damlası gözlerinde bakışlarında erimek yüzüne düşen tebessümde yeşermek bir sonraki bahara yeşere bilmek ela.... sözler mesnetsiz konuşmamız kucaklaşmak susmamız iki dudak arasında kavuşmak elais... ela... özleminle yandığın yıllardayım bahardan bozma eylüllerdeyim... aşk sende ölmekmiş akıp giden suya bakar gibi kurban olmak varmış kutsal yemin ibrahim de ismail gibi... elais sende ben gibi.... Hasan ODABAŞI |