Kırık Belsiz hiç beliniz ağrıdı diye yüklendiniz mi bir kederi? soyunabildiniz mi soytarılığa kırılırken beliniz en ince yerinden ya da iki dudak arasına yerleştirirken mutluluk şarkılarınızı yuttunuz mu tüm inlemelerinizi, arsız arsız gülüp koştunuz mu yalnızlığınıza can havliyle, üşüdünüz mü becerebildiniz mi dizlerinizin yarasını öpe öpe tek başına yıkılıp yıkılıp ayağa kalkmayı? sizin hiç düştü mü yüzünüz aşağıya doğru yükledikçe kederi yüzünüze? yoruldunuz mu hiç zoraki gülmelere ayak uydurmaya çalıştıkça ya da memnun memnun ayrıldınız mı kahrın gözlerinizi öptüğü yerden siz hiç âlem yaşıyor sansın diye diri numarası yaptınız mı ölmüşken ruhunuz sittin sene önce! siz hiç sustunuz mu haykıracak yerde? ben, bin keresinde sustum bin kere daha susmalara gebe… Saadet Ün-25.04.2012 |