VUSLATdüşün beni bir vapurun arkasında mil mil sana uzanıyor kollarım lodos sana taşıyor kokusunu saçlarımın kıyısına indiğim düşlerim bir kara batak gibi dala çıka en beyaz köpüğüyle yanaşıyor limanına… geldiğim günü düşün volideki tüm tekneler tıka basa dolacak denizkızları oturacak küpeştelerinde. kabarıp duran dalgalarda ışıklar oynaşacak balıkçı takkeleri fırlayacak havalara o günün “rast gele”leri taşıyacak omuzlarda bereketi… düşün, kalem tutan ellerimi alnının tam ortasında… yazgısı değişecek işçilerin mendil sallayacak halay başı davul zurnayla devralacaklar vardiyayı… düşün, o muazzam günü herkes yerli yerinde çemberden kopmamış kimse bir kucak dolusu gülüşler taşımışlar evlerine mis gibi ter kokusuyla yıkanmış emekleri. ıslık çalarak başlayacaklar güne damla damla akarak büyüyecek düşleri de… düşün, kucaklaştığımız ânı, bir çocuğun baş ucunda gıcır gıcır ayakkabısıyla uyandığı bir bayram sabahı. sıcacık ellerine sarılmak gibi bir ananın, yahut bir babanın övgü dolu bakışı… düşün beni, göğsüne gömeceğim başımı alacağım çeke çeke yalvar yakar olduğum kokunu. vur patlasın, çal oynasın dağlar ayaklanacak, geldiğim yolları düşün sizin ora misali gelincikler açacak. şeyda ışık... ide damgalı şiirler |