BİR ŞAİRİN YORGUN KALEMİNDENYutkundu bir an, susdu öylece gözleri konuşurken. Konuşamadı, boğazına bir şeyler tıkandı sanki, Gözlerinin içine baktım, gözlerimi kırparak . Göz bebeklerinde damarlar dans ediyordu adeta, Susmuştu dili ama gözleri çok şey söylüyordu . "Hadi dedim yorgun şehrin şairi hadi. Nemli gözlerden, kahırlı yüreğinden. Lal olan dilinden, kırgın kaleminden . Islak şiirler yolla bana nameler içinde. Ben hasretim senin ıslak yazılarına, şiirlerine . Ben müptalayım senin sırlı nesirlerine . Bak insanlar seni bekliyor, senden yazılar, şiirler . Neden bu kadar geç kaldın? Neydi engelin. Söyle yorgun sesinin şairi sen nerelerdeydin. Seni de mi harcadılar harcanmış olanlar. Sen harcanamazsın senin sevgin, dostluğun . Asaletin, onurun seven bir yüreğin var. Sen ! yorgun sesinin şairi sen. Islak şiirler, yazılar yollamazsan bana, Sevgimi dostluğumu ve bir de, Varsa hakkımı helal etmem sana, Şimdi susun ve sussun herkes, Bir şairin yorgun sesinden . Islak şiirler dinlemek, dinlemek istiyorum. Artık her can, her bir nefes gibi.. |
Tariflerin ötesinden , ötelerin de en ötesinden gönül deryasına akıp gelenleri ; sahilinde toplayıp ta cömertçe dağıtan ehil sarraflara selamlar olsun !..
Nasıl yorgun olmasın ki o sarraf ?.. Cevherin kadri kıymetinden habersiz aşkı bilmez haramilerin arzı istila ettiği şu günümüzde ... Kendilerine ikram edilen paha biçilmez cevheri , boncuk sanıp yok nesneye satanların yurdunda ...
Deryanızdan sahile vuran incilerinizi topladık efendim !.. Gönül vitrinimizin en nadide yerinde saklamak için ...
Nazenin kaleminizi en kalbi saygımla selamlıyor , nezih şiirinizi tebrikler ediyorum . Çok hoştu ...