gönül rahatlığıyla yığılmak Yusuf'un kuyusunaHicrandan kalan bir fırtana, düşlerden sırça bir köşk kaldı yüreğim.... cennet ağır bir sancıda. özlemek seni ; gözlerim iç denizinden maviliğine göç ediyor. vapurdan atılan simit parçalarını kapışan martının kanadına yaslayıp sana köprüler kuruyorum... Nisan yağmuru veda ederken sen kokan şehre doyasıya içime çekiyorum, gökkuşağı dokunuşunu. Şemsliğine sığınan bendeniz; maviliğinin sağnağında ıslanan bedenle harf harf arınıyorum hiçlikten. Akrep ve yelkovan üç/ beş devriyesini atarken şehr-i İstanbul’da karabasanlar girdi, alfabeye. yarı uykulu sana koşmakta harfler.. senli cümleler koşturmakta Eminönüne Haydarpaşa yangına bürünmüş özlem yanıklarımı nakışlıyor, gözyaşı yığının eteğine.. Maviliğinde kalakalmak öylece gönül rahatlığıyla yığılmak Yusuf’un kuyusuna velhasıl sende yeniden var olmak cancağızım......... Bendeki sen ; denize kıyısı olan kum zerresi sen mavi; ben , sana adanmış toprak. iliklerime kadar senle ıslanmışken hangi hicran seni benden alır yâr? SultanAhmed’de saklanan küçük kız gökyüzünden savrulan her damlada büyümek.. şehr-i İstanbul’un eteklerinde âşık etmeli Kız kulesini sensizlikte her dökülen yaşa binlerce ağıt yaktı,zaman. cümleler dudağı(m)na geldiğinde koca bir sen çıkageliyorsun öylece.. kalbimin sıva çektiğim duvarlarına............. harfler bohçasını alıp, aktıkça kelama seni ilmekliyorum ağır aksak lehçelerde.. gordion 11/04/2012 |
özlemek seni ;
gözlerim iç denizinden maviliğine göç ediyor.
vapurdan atılan simit parçalarını kapışan martının kanadına
yaslayıp sana köprüler kuruyorum...
.işte budur kalemi ağlatmış sayfayı hüzne boğan dizelerdi........