Okuduğunuz
şiir
9.4.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Eylül Çocukları
Şiirin hikayesi, bu toprakların acısından ibaret... Sözcükler yorgun, uzatmaya ne hacet...
Resimdeki çocuk, Eylül Rojda; bu topraklardan uzaklarda, belki biraz da sürgün... Ama gelecek onun elleriyle değişecek; gelecek, onun gözleriyle gelecek...
takvim yapraklarının döküldüğü bir mevsimdi gecenin briket duvardan sızdığı saatlerde yazılmamış şiirlerin toplamından kullanılmış hayatlar çıkardım yirmi beş yaş kaldı ellerimde ıslaktı...
durun dedim sonra, durun! yeterince büyümemiştik henüz ama anladık... masumiyet tutulması yaşıyorduk sokaklarında hüznün, defter kapaklarına yazmayı bıraktığımız gün duvarları kollamıştık kireç yakıcılığında bir inançla ellerimiz de yanmıştı üstelik, olsun! etrafımız sarılmıştı zaten meşguliyet tarihinden yalanlar kusuyordu derslikler dershane parasına tutsak düşen anneler gördük öğretmen olamayanı polis yapıyorlardı sözgelimi çocuklar ölüyordu meçhul! ve fasondu yorgun gözlerimizde işçiler...
ki biz leblebi tozu sanıyorduk genzimize kaçan şiiri toyduk belki henüz, ama güzeldik...
uğruna ölünecek aşklar da biriktirdik yaralı sevince daha güzeldi ekmeğin ve kavganın tadı öğrendik, ilkyaz gecesi gibi ılıktı sevgili elleri turuncu sevişirdik rujlu dudaklarda ve lekesini gururla taşıdık özlemin...
ayrılık da sevdaya dahil mi bilmiyorduk arabesk de sevmemiştik bir şeyi ancak şişeleri devirdik bazı veda akşamlarında üzüm korusu bağbozumuyduk hani haziran olduk kimi zaman erken ayrılanlar oldu soframızdan eksildik...
eylüldü, eylül ellerimden küçüktü biz yeterince büyümüştük üstelik geceydi, ıslaktık nasıl da azalıyorduk her yaş ömrümüzden ama eylül çocuklar doğuruyordu kendince ve öyle biliyorduk ki mutlaka; tarihin duvarlarından aşarak mayısa yürüyecektir yine çocuklar...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Son dönemde, defter'de okuduğum belki de en iyi şiir. Sıcak, içten, içli. Canımızı acıtan bir taraftan da.
Şiir, beni 80'li yıllara; öncesine ve sonrasına da götürdü. Eylül Koruğu Günlere... * ............ meşguliyet tarihinden yalanlar kusuyordu derslikler dershane parasına tutsak düşen anneler gördük öğretmen olamayanı polis yapıyorlardı sözgelimi* çocuklar ölüyordu meçhul! ve fasondu yorgun gözlerimizde işçiler... --
"öğretmen olamayanı polis yapıyorlardı sözgelimi"
Ne kadar çarpıcı bir dize! (Eleştirisi içinde)
Evet, şimdi durum biraz daha farklı, iyice ama o dönemde (80'li yıllar) hiçbir işte dikiş tutturamayanları, bir iki aylık eğitimle polis yapmışlardı. Hiç unutmuyorum, bir derginin araştırmasında, polislerin büyük bölümünün psikolojik rahatsızlıkları olduğu (hatta kimilerinin görev yapmasının dahi sakıncalı olduğu) yazılıp çizilmişti. Hiç de abartı değildi o inceleme/haber. Benim çok yakından tanıdığım biri; hiçbir işte dikiş tutturamayan, -dahası babasını döven- kahraman çocuk, polisliğe kabul edilmişti. (neyse ki, sonradan aklı başında bir kadın polisle evlendi de, düzeldi hayatı) O şimdi emekli. * Her zaman şaşkınlıkla izlemişimdir bu üniformalı insanları... Asker olsun (hatta sıradan bir inzibat) polis olsun; bu vatandaşı ezmeye çalışan, tepeden bakan, saygı sınırlarını aşan tavırlar, yaklaşımlar...
Toplumsal kurallar... Kimin için? Bakıyorsunuz, sokağa "girilmez", "dönülmez" gibi levhalar koymuşlar ama en başta polis uymuyor. Ne asayişi ne trafiği. (Acil olmadığı hallerde, keyfine göre) bakıyorsunuz ekip araçları, o ters yollara girmişler ama vatandaş yapınca ceza kesmenin derdinde. Ya da aracın içinden öyle bir sesleniyor ki sanırsınız her biri Mussolini... Ana yolun ortasında (kenara geçmeyi düşünmüyor bile) durup vatandaşla tartışan polis araçları... Ha, bu polis manzaraları (olumsuz görüntüler) sadece ülkemizde mi var? Değil elbette ama 21. Yüzyılda, gönül, kendi ülkesinde daha insancıl hizmetler, davranışlar bekliyor. -------------
Şiirin dili -genel olarak- iyi ama keşke daha az "de-da"lı dize kurgusu olsaydı. Bu 'de-da'lı sesleniş, söyleyişi biraz zorluyor, akıcılığı azaltıyor. Bir de "ve" bağlacı fazla kullanılmış. Şiirde "ve", "ki", "gibi", "bir" lerden kaçınmalı şair. Daha tasarruflu kullanmalı. Eksiltmeli bir dil. *
eylüldü, eylül ellerimden küçüktü biz yeterince büyümüştük --
Evet, biz büyüdük ve her şey daha iyiye evrilmedi ne yazık ki. Deri fabrikalarının zehirli atıklarıyla kirlenen ve inekleri de öldüren Ergene Havzası ya da dünyanın ikinci büyük kanyonu olan, güzelim Ulubey Kanyonu'nundaki dereyi zehirleyen Uşak Organize Sanayi Bölgesinin deri fabrikaları... Biz, on yıllardır "türban"la uğraşırken, doğa elimizden gidiyor; arıtma tesisi diye bir şeyden haberi var mı Çevre Bakanlığı'nın? Yaptırım gücü var mı? Böyle bir derdi var mı? Okuldaki öğretmenin, camideki imamın/hocanın, cemaatin? Var mı böyle bir öngörüsü... Dünyamız, elimizden kayıp gidiyor. Civcivlere verilen antibiyotikler. Kemikleri gelişmesin, daha çok et olsun, tavuk olsun diye.
Ziraat mühendisleri (aynı zamanda bayi olmuşlar) Ergene'de soruyorlarmış köylüye; bu tarım ilacını sen nerede kullanacaksın, diye. Kendi yiyeceğin ürünlere mi yoksa satacağın ürünlere mi? Korkunç bir zamanda yaşıyoruz. Ziraat mühendisleri "tüccar" olmuş. Halkın sağlığı kimin umurunda? Peki, bu karanlık günlerde "Şiir, Dünyayı kurtarır" mı?
Necatigil, kırk yıl önceden bir şiirinde demişti : "Çok çiğ çağ" İyi ki bu günleri görmedi. * *
tarihin duvarlarından aşarak mayısa yürüyecekti yine çocuklar... --
Şiir tadında kucak dolusu sevgiler.. Emek harcayıp "şiir denememe" yaptığınız katkılar içinse teşekkürler... Biz "eylül" çocukları, her geçen gün daha da azgınca saldıran kapitalist dünyanın ve yerli işbirlikçisi oligarşinin 12 Eylül faşizminden sonraki o yitik, o kendine bile yabancılaşmış, o bencil ve yoz kuşak...
Umut, her şeye rağmen, karanlığın en koyu olduğu bir zamanda bile dimdik ayakta değilse intihar kaçınılmazdır... Çocuklar, onlar ki "kirli" dünyanın temiz yüzü değiller midir? Bu şiir denemesi, şahsımda 25 yaş denemesiydi... Kirli, zorlu, sömürülen hayata bir geçiş anında bir 14 Eylül için bir doğum günü güzellemesiydi belki...
Şiir, dünyayı bir çocuk kadar temiz algılamalıdır. Şiir, dünyayı değiştirecek bir silahtır zannımca; barışı, eşitlik ve özgürlüğü içinde barındıran bir dünyanın yani geleceğin bir yoludur şiir...
Resimdeki çocuk, Eylül Rojda; bu topraklardan uzaklarda, belki biraz da sürgün... Ama gelecek onun elleriyle, onun gözlerinde gelecek güzel ve umutlu yarınlara...
Eylül çocukları, aslında Bir Mayıs güzellemesidir...
Şiir tadında kucak dolusu sevgiler.. Emek harcayıp "şiir denememe" yaptığınız katkılar içinse teşekkürler... Biz "eylül" çocukları, her geçen gün daha da azgınca saldıran kapitalist dünyanın ve yerli işbirlikçisi oligarşinin 12 Eylül faşizminden sonraki o yitik, o kendine bile yabancılaşmış, o bencil ve yoz kuşak...
Umut, her şeye rağmen, karanlığın en koyu olduğu bir zamanda bile dimdik ayakta değilse intihar kaçınılmazdır... Çocuklar, onlar ki "kirli" dünyanın temiz yüzü değiller midir? Bu şiir denemesi, şahsımda 25 yaş denemesiydi... Kirli, zorlu, sömürülen hayata bir geçiş anında bir 14 Eylül için bir doğum günü güzellemesiydi belki...
Şiir, dünyayı bir çocuk kadar temiz algılamalıdır. Şiir, dünyayı değiştirecek bir silahtır zannımca; barışı, eşitlik ve özgürlüğü içinde barındıran bir dünyanın yani geleceğin bir yoludur şiir...
Resimdeki çocuk, Eylül Rojda; bu topraklardan uzaklarda, belki biraz da sürgün... Ama gelecek onun elleriyle, onun gözlerinde gelecek güzel ve umutlu yarınlara...
Eylül çocukları, aslında Bir Mayıs güzellemesidir...
sonra uğruna ölünecek aşklar da biriktirdik yaralı sevince daha güzeldi ekmeğin ve kavganın tadı öğrendik, ilkyaz gecesi gibi ılıktı sevgili elleri turuncu sevişirdik rujlu dudaklarda ve lekesini gururla taşıdık özlemin...
ayrılık da sevdaya dahil mi bilmiyorduk arabesk de sevmemiştik bir şeyi ancak şişeleri devirdik bazı veda akşamlarında üzüm korusu bağbozumuyduk hani haziran olduk kimi zaman erken ayrılanlar oldu soframızdan eksildik...
eylüldü, eylül ellerimden küçüktü biz yeterince büyümüştük üstelik geceydi, ıslaktık nasıl da azalıyorduk her yaş ömrümüzden ama eylül çocuklar doğuruyordu kendince ve öyle biliyorduk ki mutlaka; tarihin duvarlarından aşarak mayısa yürüyecekti yine çocuklar...
çok güzel bir eser.hayatın her aşamasını şiirle tekrar adımladım.okuyucusunu içine alıyorsa onunla bütünleşiyorsa bir şiir işte o şiir dir.bilmece çözmeden şiir okudum.kutlarım eseri ,gönül sesinizi... tebriklerimi bıraktım sayfanıza sevgiyle kalın
Bir şiirimde; "Pastel boyalı zamanların elleri hala lekelidir Ve illaki bir çocuk öldürür her büyümüşlük" demiştim... yorumunuz için teşekkürler.. sevgiler...
Bir şiirimde; "Pastel boyalı zamanların elleri hala lekelidir Ve illaki bir çocuk öldürür her büyümüşlük" demiştim... yorumunuz için teşekkürler.. sevgiler...
Emek harcayıp eleştiri yapmanıza sevindim, öncelikle teşekkür ederim... Özelde şiirin, genelde edebiyatın cinsellik dahil herhangi bir sınırlama içerisine hapsolmasına kesinlikle karşıyım. Elbette her birey kendi varoluşuna göre sanat görüşüne "poetika" sına sahiptir. Şiir içinde hayatı ve her yönünü barındırmalıdır.. sevgiler..
Emek harcayıp eleştiri yapmanıza sevindim, öncelikle teşekkür ederim... Özelde şiirin, genelde edebiyatın cinsellik dahil herhangi bir sınırlama içerisine hapsolmasına kesinlikle karşıyım. Elbette her birey kendi varoluşuna göre sanat görüşüne "poetika" sına sahiptir. Şiir içinde hayatı ve her yönünü barındırmalıdır.. sevgiler..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.