...terk edilinceücralarda saklı balıkçı kasabası yıkılsın şimdi kırk yamalı bohcalar da naftalin kokulu sandıklar da sakladığım en mahrem düşlerimi tunca kesmiş dağlarına damla damla gömüyorum... aşkı sakladım bir ömür kuytularımda lambasız sokaklarına katran yağmurlarıyla kefensiz arnavut kaldırımlarına gömüyorum helalsiz selasız duasız... çığlıklarım susmaların dokunduğu yerden vuruldu dudaklarımda küflü toprak çürüğü yakarışlar... güz çocuğu bu sevda eylül bakar hüzün kokar buz yeşili gözlerime matem iliştirip siyah ölüyorum... baharları yazları avuç avuç toprak atıp kan ağlayarak gömdük kandırılmış sokak köpekleri gibi ağulayıp öldürdük bu gece sevinçleri... hadi sen şimdi göz yaşlarından sıyırda eski gülüşlerden bir demet yap kendine... gözlerimden heba olmuş ömür akıyor mabedimiz dört duvar başımıza yıkılırken sunağında bölük bölük gülüşler kurban edilirken bir hiçe... hadi şimdi zıbınıyla göm göbek bağını kesipte göksu buz kesti kuzgunlar saldırırken sevda artığı leşe... her doğum ölüme mahkum değilmi ki... önüm enkaz ardım enkaz kentler böyle ölür terk edilince... Hasan ODABAŞI Çok Değerli Seçki Kuruluna, yüreklerinden şiirlerime gül kokusu bırakan, okuyan ve yorumlayan tüm dostlarıma teşekkürlerimle sevgiler saygılar... |
terk ettim kendimi...