sargın yaprağım dalındaferim söndü benzim beyaz sayfama özeniyor sanki tuzlu yaş ıslatırken ayak bastığın zemini sevişilen geceler geliyor aklıma üst üste boşalan iki beden ve tek bir yatak sınırı olmayan seviyorum seni soytarı arzular zılgıt çekiyor sol yanın irinli yarası kapanmazken yine de umut heyecan katıyor tükenmiş sigarama mekansız makamsız yazıyor bestesini dilim dağlandı konuşası yok ilk defa oysa bilirsin beni lafı lafla demlerim gel artık bahar cemresine açtı kapısını saydam gözlerim kapanıyor akşamı görmeden ya da uyumuyor beden iblisin atakları çoğaldıkça eriyip biten bir kadın çağırıyor seni yok olmasın diye yalvardığın ruh idama zorlanıyor ite kalka küskünüm ayın ondördüne sancıların ilk batımı o gün açığa çıktı dikenli tellerin gölgesinde bıraktın elimi insaf dilenirken hıçkırdı gönül ince bir ninni gibi o an yağmur ıslatırken saçlarımı kokum ciğerine doldu tıka basa ağlamak istedin dondun buz dağı misali susmayı denedin dudağın yarıldı busemin eflatun tadıyla yarınlar dünde kalmayacak elbet her gidişin dönüşü ümide sözünü verdikçe içimdeki kadın aşka tanrı ihtişamıyla tapacak inan yar yüreğimdeki yavru ilk adını sökecek gece hareni kondur avcuma kondur ki yaşayım o gelene dek... lamour |
Eyvallah
eser için lamour.