yüzümün gülüşüne yazılmışsın bir kere
mezar gibi kazılır kahkaha gamzelere

dünler mürekkep
ömürse yazılmamış kelimelerden toplama dağınık bir hikâye
karanlığın kıyısına vuran mavi yazılar , boyar gecenin hanesini
köşeler duvar dibi
önün ilerisi fitilli
lacivertin elleri çeker bâkiliğin ipini

dudaklarda çoğalan pişmanlığın salyası kavuşur özgürlüğüne
boyanmış gölgelerin dibinde bitmeye başlar tâze bûseler
hayata karşı hazır son darbe
ufkun toprağından biçilir sükse

ateşe düşmüş ayaz gibi
titriyor yürek
gelişine
duruşuna

duman umûda sarılmış
umut semâya
bir boşluğun kuytusunda söndürülür alevin yedi ceddi
ve kül
teni nemli sabahlara bırakır yorgun bedenini

artık etraf kızıl
ve kör bir kuyunun içinde aranmaya başlar kayıp saatler

ışık gözlerdeki yerini alırken ,kara perdesi düşer ferin
ilkmiş gibi
bitmeyecek bir ebediyet yazılır koylarına

hiç yaşanmamış yarınlarda filiz atar sevda
çok yaşa
ama
çok !

22/03/2012
17;30
eMİNE