Son sevgili
Söyleyin ey azizler, neden küllenmez közüm?
Ayrılık ekininin, tohumları har mıydı? Yalnızlık oklarıyla kalbura döndü özüm Benim gibi divane bir başkası var mıydı? Yanmamıştı içerim, buse alana kadar Dudağın mıydı yakan, yoksa kızıl nar mıydı? Gül yüzünü görmeye, bu can adaklar adar Bizi bu hale koyan sihir mi, nazar mıydı? Unutmadım adını, senin adın kardelen Ortalık buz tutarken, yüreğin yanar mıydı? Sevdin mi hiç birini, var mı bağrını delen? Beyaza mı âşıktın, gelinliğin kar mıydı? Sevgi, sevda, aşk yoksa boşuna bütün çaba Hayat bir yığın toprak, iki taş mezar mıydı? Kurallara uyarak, yaşadın mı acaba? Nefis aklı yenmese hiç insan azar mıydı? Yaş kalmadı dökecek, kupkuru pınarları Kör eden gözlerimi, mil miydi? Nazar mıydı? Andırıyor bedenim, kocamış çınarları Ruhumu dilimleyen dilin mi, hızar mıydı? Son sevgili kolları açmış beni bekliyor Vefakâr olmasaydı, bağrını yarar mıydı? Vuslat vaktidir diyor, arkasından ekliyor Toprak sever insanı, sevmese sarar mıydı? Hadi, gidelim hadi, faniye gitmek düşer Dünyayı anlamadım. Ağyar mıydı, yâr mıydı? Ham meyveler dalından olgunlaşınca düşer Düşenleri yemese kara yer doyar mıydı? |
Mükemmel konu bütünlüğü her mısra can alıp can veriyor can katıyor.
Muazzam akıcı dil ve anlatıma bir kez daha hayran kaldım.
Acaba ben de bu denli leziz tadı damakta kalacak cinsten eserler verebilecek miyim? :))
Sizin kaleminizi okumaya devam ettiğim sürece sanırım çok uzakta değil o günler.
Aldım heybeme dopdolu güzelliği.
Tebriklerim çookça hocam..
Selam ve saygılarımla...