BEN DİNOZOR(MUŞ)UM!..Ben dinozorum biraz… Kafamda eski yüreğimde.. Yeni aşklar bana göre değil ve yeni cümleler… Ben birbirlerine bakarken yüzleri kızaran bir neslin mensubuyum, o çağları yaşadım.. ... Teknoloji yoktu ama heyecan vardı… Telefon mesajı yerine postacının yolunu gözlerdik… Sevdiğimizin tenini değil gönderdiği gülün kokusunu nefsederdik, yani “hayvani” değildi duygularımız… “Ar” ederdik öyle düşünmekten bile!... Ben dinozorum biraz… Tek taşların, pırlantaların adının dahi anılmadığı, sevdaların üzerine gölge bırakılmadığı, “bir bakışın” paha biçilemez olduğu “zamanların” ürünüyüm ben… En pahalı olan yürekti, en değerli olan sevgiydi samimiyetti, hatta “tebessüm” en muteber madendi… Belli ki bozulmadık henüz, erozyona uğramadık, dejenere olmadık, bozulan bir nesile rağmen!... Ben dinozorum biraz… O yüzdendir bugünün aşklarını kabullenemeyişim… Hayvani münasebetlerin adı aşk, pahalı hediyelerin adı sevgi, gösteri budalalığının ve “et teşhirciliğinin” adı “medeniyet” değildi bizim zamanımızda… Mektuplardaki satırlar bin bir heyecan ve umutlarla yazılır, kağıtlar katlanırken aralarına rengarenk gül yaprakları yerleştirilirdi “sevgi” kokması için.. Şimdilerdeki gibi “et” kokmazdı, “fuhşiyat” kokmazdı… Ben dinozorum biraz…. Ah!.. İnsan gibi yaşamaktan, tattan lezzetten uzaklaştırılan nesil!... Bilseydiniz “dinozor” olmak nasıl bir mutluluktur, hiçbiriniz böyle “fino, çomar ya da tekir” olmazdınız…Yüreğinizden uzaklaşmaz nefsaniyetinizin esiri olmazdınız… Hiçbir şeyi birden tüketmez bir ömre yayardınız… Ağır gelmezdi iki kişilik hayat… Ben dinozormuşum!!!! Ne güzel… Ben aşkın ne olduğunu da, ne olmadığını da biliyorum… Peki; “dinozor” olmayanlar; SAHİ; SİZ NESİNİZ??? "Kadir Albayrak" |