Şimdi iki kişilik yalnız bir sestesin!
Önce bir mayıs akşamında
gideni bulmak adına daldın dipsiz karanlığın mekânına... Ve sonra adını söylemeye cesaret edemediğin o isimden aşka sarılmış sözcükler fısıldandı kulağına ve bir haziran sabahıydı. Yalvarıp yakardım ... Gitme Züleyha dedim; adımların uçuruma gidiyor dedim d i n l e t e m e d i m ... Aşk kör bir ressam istediğin resmi çizemez dedim, yara alırsın sen aldırma yazılan şiirlere dedim, d i n l e t e m e d i m ... Hepsi heves dedim, geçer dedim, din-le-te-me-dim ... Şimdi sesini gizleyen yüzünü gizleyen halâ hamsın biraz daha yan diyen bir sevgilinin kimliği içindeki. Sonra bir temmuz akşamıydı. Tamam bitsin dedim artık içini yollara dökme sevgini isteyen şimdi ağlatıyor seni dedim d i n l e t e m e d i m ... Sen yine gittin! Dönmek nedir bilmedin! Sızılara yükledin gülümseyişleri oysa umuda yaslanmış bir yürektin oysa sen bir başınalığın temsiliydin! Şimdi iki kişilik yalnız bir sestesin! Zifiri bir sevda bu! Haybeden bir düş! Bu yüzden yüreği yamalı gecelere gizlisin hangi bütünü seçsen yaması geliyor eline ve şimdi dinlemediğin kimliğin ismindesin... Gizlerin vuruluyor tan yerine savaş açmış zamanların eliyle onca anıyı nereye sığdıracaksın şimdi varıyorsa dilin susma Züleyha söyle .! Söyle kaçıncı matemden kalma renklerin hangi determinist sözcükleri söylüyor dilin ? Git Züleyha.! Git bir daha...! (Ne beni dinledin ne ağzını açıp tek söz söyledin!) |
Saygılar........