kesit.beyaz fayansların ortasında genç bir kız kokuşmuş kenefte kendi ölümünü çağrıyor kırılmış umutları kaynamıyor artık inceden inceye kemiriyor ecelimsi beyaz delik deşik kolları iğne deliğinden geçen göz bebeği tabutuna ait bir çivi sanki sıfatı canlı cenaze satın alınan bedeni kaldırmıyor kendini ne yazık ki içine edilen hayat toz paketine sarılı tek umudu özgürlük iskeletin elindeki şırıngadan kurtulmak azat edin diye yalvarırken sürmanşet asılan yazılar aşağılıyor ruhunu her ayna suratına çarpan bir tokat gibi gerçeklik zor gelsede tek vuruş bu son bitti zırvaları güldürüyor şeytanı sözü bozuk saat misali ne kadranı işliyor ne de zamanı el altı satıyor yalnız susuyor susması işgalin kaçıncı evresi kimse bilmiyor hikayeler farklı lakin yaşlar aynı ergenlik bilinçsiz yaşam koşulları itici kuvvetin sebebi otcul rüyaların hapsal yolculuğu ve final altın vuruşun ölüm meleği o kaşarlanmış bir eroinman vakit yaklaşıyor limana kan gölü iğne ucu gecenin uğultusu krizin sersemletici havasına katılıyor çocuksu hali kalkıyor bünyeden daha az para ediyor sevişme inkar aptallık bilinci devre dışı bırakmak gibi kısır döngü zincirini yağlarken beden çürüyor ve bunu hiçbiri anlamıyor asla ilk son kadar haşmetli değil uçmalar yetmiyor ilik daraldıkça ciğer patlıyor duvarda sokakta kan izleri cirit atarken koyu kıvamında kimse dur demiyor sadece susuyor... lamour |
kutlarım, saygımla.