amoursayende alim içimde ki kalıtılsam düşlerim soluk alıyor aşk somutsal değil bilirsin bazı zatlar yontulmaya geç kalıyor sen ince ucum sen incirin siyahına öbekli kuşum batır hadi rüyama erkekliğini önce ya da sonra kim kimdi kiminleydi önemi önemsiz kılıyor sen beş vakit içtiğim suyum seyyah ilham uğramıyor artık sancağıma lakin küs değilim ne şiire ne de satırlara her daim kapım aralık saat akşamı vurduğunda şımardı yine ruh gece yarısını ayıklıyor kabuğundan aslında beden doyumsuz değil teni çeken sen yokluğun nasıl üşütüyorsa özlem nasıl işkence vari eziyorsa sebep kayıtsız şartsız ismini emrediyor özür sevgili kadınlığım dilini bilmediği bir diyarın oteline yerleşti çift kişilik yatağın sol yanı yastığın garip kokusu terine adaklı hadi seviş ilk gibi in en ince bölgeme aksın yapışkan his hatta çarpık yolları kapa kaçasım gelmesin asla ne kadar yazsam olmuyor basit olacak sanki adına mühürlü noktalar ahh bak virgülün topuğu kırıldı çakıl taşlı bulvarımda alim aşkın çekici namzeti nefsim kavuştu inine bahar düşüyor cemre misali boş yuvama hadi korkma at anahtarı kör bir kuyuya elimde değil seviyorum seni... lamour |
Haksızlık etmiyorum umarım zira, İş hayatı, aş hayatı, hatta aşk hayatı için olumlu gelecek tasarımına futurizm..
Şiirin satıraralarında melonkolik bir edayla gezinen şair aslında sona gelindiğinde misyon icabı umudu ve olumlu olanı ifade ediyor..
Futursuzca konuştuğum için bağışlasın beni şiir, kastettiğim futurizm çok da toplumcu ve geleceği düşünen gerçekçi bir futurizm değil elbette..
Şiirin aliterasyon zaafı olmasa çok daha iyi olacaktı elbette.. Şiirin dizelerinde gezinen iç seslerden söz ediyorum evet; ç, k, p harflerinin çokluğundan..yani umuda yürüyen bir şiirde bu kadar çok sertlik yoruyor şiiri..
velakin iyi şiir..