BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 26
seyit’in ağzı burnu kan içinde
kafası kaşı yarılmıştı bayılıp olduğu yerde kaldı Harun! diye bağırıp seslendi dışarıya hemen içeri giren polise uyandırın şu orospu çocuğunu, dedi aynı yöntemle kovayla su getirip Seyit’in üzerine döktüler bitkin bir halde olan Seyit’i kaldırıp sandalyeye oturttular kaşından akan kan gözüne doluyordu bu yüzden de Seyit gözünün birini açamıyordu ne dedim ben biraz önce, dedi amir ben sormadan konuşmak yok, demedim mi? çok mu zoruna gitti söylediklerim komünist olduğunu inkar mı edeceksin sana 1 mayıs mahallesi’nden söz edeyim mi Şükrü’den, Serdar’dan Ahmet Muhtar’dan veya Esma’dan haber vereyim mi? ee? hala inkar edecek misin yoksa komünist olduğunu örgütlü olduğunu itiraf edecek misin? şimdi söyle bakalım, Seyit efendi balcı’nın oğlu Seyit buradaki arkadaşların kim isimleri nedir Hasan Yılmaz’ın dışındaki arkadaşların kimlerdir kimlerle irtibat kuruyorsun hangi yollarla haberleşiyorsun? bu isimleri tek tek söyle ve kurtul Hasan öğretmen de sizin örgütten mi? Seyit her şeye katlanabilirdi ama Hasan öğretmenin boş yere kendi yüzünden eziyet çekmesini isteyemezdi hayır, dedi Hasan öğretmenim ve eşi benim abim ve ablam gibidirler onları burada tanıdım çok iyi dürüst insanlar onların solculukla örgütle alakaları olamaz ayrıca benim de bu konularla alakam yok ben sadece mesleğimi yapıyorum, dedi tabi, tabi, tabi, dedi amir sen anlat böyle ben de inanıyorum haydi şu Hasan öğretmen hakkında söylediklerin neyse de olabilir de doğru da olabilir zaten onlar hakkında çok fazla bilgi yok dosyada belki de gerçekten komünist falan değiller peki sen nesin? komünist değil misin? haydi, inkar et bakalım sen kendini uyanık mı zannediyorsun sözüm ona 23 nisan törenlerinde çocuklara türkü öğretiyorsun bulmuş Kürtlerin piçlerini öğretmişsin istediğini bu dağlarda maral gezermiş zülfünü tarar gezermiş dağ da onların, maral da onlarınmış da avcı burada ne gezermiş yani şerefli Türk ordusunun dağlarda ne işi varmış öyle mi? amirim, dedi Seyit inleyerek bu bir TRT türküsü senin de amına korum TRT’sinin de başka türkü bulamadın da bunu mu buldun ezberletecek boşuna çırpınıp yan çizme senin ne bok olduğunu biliyoruz zaten geldiğinden beri takip ediyoruz peki bugün senin evinde arama sırasında bulunan bizzat elinle yazdığın bu şiire ne dersin? okuyayım mı sana hatırlarsın belki de Erdal’ım gül dalım erenim demişsin ya futbolcu Erdal’a yazmadın her halde bu Erdal Eren geçen aylarda idam edilen komünist piçi değil mi evet, inkar et bakalım ben yazmadım de, istersen sonra yerinden kalktı dosyanın içinden iki ayrı kağıdı aldı yanlarına gelerek imzalayın bakalım şu ifadelerinizi, dedi ama, dedi Seyit ifadelerimiz alınmadı ki daha bunun üzerine amir okkalı bir yumruk daha indirdi suratına bağırarak konuştu deminden beri anlattıklarınız ne ha? imzalayın ulan moskof uşakları, diyerek ikisine de attırdı imzayı sonra da Hasan öğretmeni bilmem ama senin Diyarbakır’da çekeceklerin var ulan, dedi dışarıdaki polisleri çağırdı atın bunları nezarete, diye bağırdı ikisinin de yürümeye dermanı kalmamıştı iki polis her birinin kollarına girip süründürerek nezarete indirdi ite kalka küfürler ederek içeriye soktular demir kapıyı kilitleyip gittiler ikisi de bankın üzerine çöktü bir süre dinlendikten sonra sağol, Seyit kardeşim, sağol, dedi Hasan öğretmen dayağı göze aldın da benim hakkımda iyi şeyler söyledin keşke ben de bir şeyler söyleyebilseydim buradan çıkarsak eğer ve inşallah birlikte olursak yine Ayşe yengene buradaki yiğitliğini ve dürüstlüğünü anlatacağım çıkarsın hocam, çıkarsın sana yükleyebilecekleri bir suç yok keşke bu dayağı da yemeseydin ama en azından bunu da yaşamış oldun be hocam. bana gelince belli ki adamlar iyi çalışmışlar boş konuşmuyorlar bol bol malzeme toplamışlar bak Hasan hocam, diyerek elini Hasan öğretmenin omzuna koydu yarın da yine yan yana olur muyuz böyle bir olanak bulur muyuz bilemiyorum bir daha belki görüşürüz belki de görüşemeyiz sana anlatacaklarımı iyi dinle çünkü sen kurtulursun bir iki günle dışarı çıkıp yeniden işine döneceksin tutuklarlarsa eğer beni hemen evime gitmelisin önemli eşyalarımı özellikle de memleket işi yatağımı korumaya almalısın ve ne yapıp yapıp babama haber vermelisin babam İstanbul’daki arkadaşlarıma haber versin bir avukat ayarlanınca da kendisi artık buralara kadar yorulmasın evet Hasan öğretmenim doğrudur ben örgütlü bir insanım örgütümle partimle ve örgütlü bir insan olduğum için de kendimle gurur duyuyorum annem ve babam için girdim ben bu mesleğe yoksa ne işim olurdu benim bu faşist kafalı devletin hizmetinde ama böyle olmasını istemezdim yakalansam bile dövüşerek çatışarak bir kavgada olsun isterdim. ama mücadele durmayacak milyonları da yakalayıp içeri tıksalar dışarıdaki milyonlar bu zalimlere günü geldiğinde kan kusturacak neyse, Hasan hocam sen bunları boş ver çıkınca buradan gazeteyi kuponları Ana Britannica’yı bırak Ayşe yengemle ve sevgili öğrencilerinle yaşamanın keyfine bak aman, bir de sakın unutma o öğrencinin muhbir babasına dikkat et muhatap olma DEVAM EDECEK... |