BİR SİLİNDİR GEÇTİ ÜZERİMİZDEN 25
Silvan emniyet amiri
telefonla konuştuktan sonra dışarıdaki polislere seslendi yine Harun! İhsan! inin aşağıya o iki öğretmeni de sorgu odasına getirin onları önce ben sorgulayacağım bakalım avukatın söyledikleri doğru mu bunu birazdan anlayacağım iki polis aşağıya inip nezarethanenin kapısını açtılar beyler, dedi birisi bakıyorum rahatınız iyi size kötü bir haberim var amirim sizi sorgu odasında bekliyor eh, artık edin son duanızı amirim kırmasın diye bir tarafınızı Hasan öğretmen serili olan çamaşırlarını ıslak da olsa giyinmeye başladı polislerden biri gıcık bir kahkaha attı o ne ulan, iki dakika yalnız kaldınız diye hemen işe mi giriştiniz ulan yoksa siz ibne misiniz? dedi Hasan öğretmen hiçbir şey demeden elbiselerini giydi. ikisini yukarıya çıkarıp sorgu odası denen yere aldılar içeride sadece üç dört sandalye bir tahta masa ve köşede beride ağaçtan ince, kalın sopalar vardı emniyet amiri içeri girip ikisini de elleri önde dikili görünce kelepçeleyin, dedi ikisini de kelepçeleyip sandalyelerde yan yana oturttular emniyet amiri de bir sandalyede karşılarına oturdu eline de meşe ağacından sopayı aldı polislere masamın üzerindeki dosyayı getirin, dedi dosya gelince iki polisi de dışarı gönderdi evet, dedi dosyayı karıştırırken anladığım kadarıyla ikiniz de örgütlüsünüz çok iyi iki arkadaş olduğunuza göre belki de aynı örgüttensiniz yerinizde olsam şimdi şu anda her şeyi itiraf ederim ve dayak yemeden buradan mahkemeyse mahkeme hapishaneyse hapishane çeker giderim sonra Hasan öğretmene dönüp elbiselerin neden ıslak senin ulan? dedi komiserim, dedi Seyit Hasan hocam bayılmıştı da sözünü bitirmeden daha ayağa kalkan amir oturaklı bir sopa darbesi indirdi Seyit’in sırtına ağrıdan nefesi tutuldu Seyit’in sendelendi ama düşmedi sandalyeden amir, bir, dedi ben komiser değilim hele senin komiserin hiç değilim iki amirim veya komutanım diyeceksin bana üç demek yazılanlar doğruymuş ulan siz sadece iki arkadaş değil aynı zamanda birbirinizin avukatısınız galiba sana ne oluyor ha sana ne oluyor, diyerek bir sopa daha indirdi sırtına sonra da kime soruyorsam o cevap versin, dedi neyse çocuklar ıslatmışlar seni, belli evet Hasan efendi önce şu konuyu bir açıklığa kavuşturalım nedir bu gazete meselesi neden her gün gazete alıyorsun söyle bakalım, neden? amirim, ben almıyorum, eşim alıyor onun için alıyorum, dedi Hasan öğretmen yuh ulan senin erkekliğine, dedi amir dayağı görünce suçu karının üzerine atıyorsun bir de erkeğim diye ortalıkta dolaşıyorsun haydi, şimdi söyle itiraf et yoksa kırarım kemiklerini niçin alıyorsun o gazeteyi? Ana Britannica için amirim, dedi Hasan öğretmen hah şöyle, itiraf et işte böyle aferin bak, vurmayacağım şimdi söyle bakalım dur dur bakalım unuttum ne içindi? Ana Britannica, dedi Hasan öğretmen ha, evet, Ana Britannica kim bu ana, hangi ülkenin komünisti dayanışma için mi alıyorsun gazeteyi? haydi, söyle bakalım, kim bu ana? kimse değil, amirim, dedi Hasan bunu duyan amir hırsla yerinden kalktı ve Hasan öğretmenin çenesine bir yumruk patlattı yere düşen hasan öğretmene bir de tekme attı kalk, kalk bakalım, dedi ulan ne orospu çocuğu şeylersiniz ana için aldığını kendin söylüyorsun hemen arkasında da kimse değil, diyerek inkar ediyorsun bak, böyle yaparsan eğer daha çok dayak yersin akıllı ol, söyle kim bu ana birit mi bilmem ne? amirim, dedi Hasan inleyerek Ana Britannica bir kitap daha doğrusu ansiklopedi yapma ya, dedi amir kitap demek ben şimdi senin kitabını ne yaparım biliyor musun, dedi ve Hasan’ın göğsüne bir tekme savurup sandalyesiyle birlikte arka üstü yere serdi elleri kelpçeli Hasan öğretmen gayret ettiyse de kalkıp düzelemedi amir, Hasan’ı yerden kaldırdı yeniden sandalyesine oturttu haydi şimdi gerçeği söyle, dedi ulan ne alakası var kitapla gazetenin ve de yabancı bir kadın isminin söyle o zaman hangi komünist yazar için alıyorsun o gazeteyi amirim, dedi Hasan yeniden bu kitapları gazete herkese kupon karşılığı veriyor biz de bu kuponları biriktirmek için alıyoruz o gazeteyi ansiklopedi bunlar her evde de var herkese her öğrenciye hatta her anne babaya gerekli şeyler bunlar çocuklarınız varsa eğer belki sizin evinizde de vardır konuşma, konuşma, dedi amir bizim evimize bir tek kitap girer o da Allahın kutsal kitabı Kuran’dır neyse, ben yabancı bir isim duyunca anna mana deyince komünist biri sandım haydi diyelim bu konuda sana inandım peki bu komünist öğretmenle neden samimisiniz? iki günde bir ya o sizin evinizde ya da sen onun evindesin aynı örgütten değilseniz neden her yerde birliktesiniz? üstelik, o bekar sen evlisin ne işi olur senin evinde peki haydi o Erzincanlı anlarım da ne yakınlığın olabilir senin onunla kendisinin tescilli bir komünist olduğu biliniyor demek sen de komünistsin ki her gün evine gelmesin karının ikiniz için yaptığı yemekten yemesi senin de işine geliyor tövbe tövbe tam bir komünist yaşamı yani ikinizle de ilgilenen bir kadın haydi inkar et bakalım, haydi… Seyit, daha fazla dayanamadı amirim, dedi onlar benim kardeşlerim can dostlarım amir yerinden fırladı eline meşe sopasını aldı Seyit’e önce bir tekme savurdu ve yere kapaklanan Seyit’e sopayla rast gele vurdu vurdu vurdu yorulunca durdu DEVAM EDECEK... |