Biz bir Leyla'ya dönmemiş Mecnûn gibi...
Aşk dediğin şey dostum; ayrılığın en büyüğünü sevdi her daim.
Her daim acıya vuslattı ibresi tuttuğu elin.. Aşk dediğin şey dostum.. Bırakıp gitmelerle büktü hep bileğini. Sen, senden başka onca şey sevdin.. Bazen kendini unutarak üstelik! Senin yüreğin, hani diyorlar ya; bir "tık" arkada kaldı hep. Gidelim mi? Hadi gidelim.. Bizi sevsin diye gidelim dostum. Aşk bizi sevsin diye gidelim! Dönmeyelim... Beklemeyelim terkedilmeyi... Bir kadın çizelim önce, silelim sonra yarısını sözün silgi tarafıyla Birbirimize yarım resmedilmiş iki kadın hediye edelim! Sonra biz terkedelim.. Bir adam çizelim, kendi bedenimiz rengine boyayalım her bir uzvunu! Her bir uzvu için bir kadın olarak binbir kez daha âşık olalım çizdiğimiz adama.. Sonra onu da silelim! Silik iki karakter kalsın sözümüzün ucunda! Biz sözü kaleme resmetmeyi, bir birbirimize öğrettik! Biliyorsun! Biz sözü kelamın ucuna asıp birbirimize söz verdik... Aşk dediğin şey dostum.. Diyemediğin! Yazamadığın! Çizemediğin şeydi... Sen bunu bildiğin için hem terkedildin hem terkettin sözün doğduğu uçurumu... Sen bunu biliyorsun diye bozdun sana tutulan âşığın orucunu! Gidelim... Açtığımız uçurumu resmedelim dün gibi... Gidelim... Biz bir Leyla’ya dönmemiş Mecnûn gibi! Asena Gülsüm Güneş |