Boş odamda sensizliğin bu kaçıncı yılı saymadım
Suskunum!
Bugün ket vurdum duygularıma
Kısık çalan radyoda eskilerden bir şarkı
Odamın duvarlarında saklı
Kendime bile söylemediğim sözlerim


Albümde kalan son fotoğrafın da solmuş
Sigaradan sararmış parmaklarım gibi
Çok uzun zaman oldu sen benden gideli
Ne gam ne keder terk etmedi beni
Bugünüm dünümden daha kötü
Sensiz yarınlarım felaketimdir belli ki,


Okyanuslara hasret cam kavanoz da yüzen balıklar gibi
Hayatın fırtınalı girdaplarında kulaç atar suskunluğum
Ceberrut yalnızlığım sağır odalarda çığlık atar
Kafesteki suskun kanaryamdan başka
Kim duyar
Kim işitir


Mülteci aklıma dokunan aşkını
Gölgenin konuk olduğu masamdaki sakiliğin
Çenemin düşen lafazanlığı çilingir soframa konuk
Bir sen, birde yüreğimdeki tarifsiz sızınla hayallerim


Küsmüş suretime aynalar


Öyle ya,
Ben aynalarda kendine küsmüş adamım
Kanaryam bana küsmüş çok mu?


Yine sabah oluyor
Sarhoşluğum geceden kalma efkârım ise maziden
Kaç kadeh içtim bilmem
Sen uyurken hasretin dökülür
Her gün başka keder içtim devrilen şişeden
Bir tek seni sevdim çöktüm kederden


Yine pencereme dayanan gece
Hafriyat yığını altında bedenim
Ağır enkaz yine yaralarım
Hissetmiyorum acılarımı,kavgalarım yüreğimde
Sorularım beynimde düğümlenir sarhoşluğum


Zor saniyelerin yalnızlığı biçmesi
Kilitli şimdi sarıldığım bedenimin çaresizliği
Yalnızlık suskunluğumla ateş kor fırtınalarda
Odamın duvarlarına çizdim suretinin yokluğunu


Bardağımdaki son yudumla
Beyhude bir ömür hayal kuramadığım düşlerimde kaldı


Ah ulan ahh ben seni sevmeyecektim ki bak o,zaman nasıl içerdim şimdi ölümü…



Serhat BİNGÖL 12/02/2012 Ereğli