DÖNKaç çeşit yâr tanıdım, senden de vefâsızdı. Daha yolun başında, gün dönmeden bana dön. Oysa gaddar kalbine, benden çok vefâ sızdı ! Birgün mezar taşımda, son denmeden bana dön. Birazcık iffet eyle, yaptığından da utan ! Kalbinden aşağıya, at onu diyor şeytan ! Belki pişman olursun, ağırmadan daha tan, Otur birkez düşün de , can yanmadan bana dön. Madem bu hayat bensiz, daha hoş senin için, Dilerim ben olmadan ağlarsın için için ! Sanıyordum ki bende, dışınla birdir için, Yalan sözden boşan da, mum sönmeden bana dön. Ne böyle vuslat olur, ne aşk, ne de ayrılık. Söyle bu ne mesafe, ne bu yaman gayrılık ? Kalmamış bende inan, ne mecâl ne de kılık, Soğuk kalpten taşın da, kan donmadan bana dön. Sorarlarsa halimi, kalbime gömdüm dersin, Bu gönlüme hem sevinç, hem çekilmez kedersin ! Mevlâ’nın kalemiyle, yazılmış bir kadersin, Çatma hilâl kaşın da, kin sinmeden bana dön. Unutmam için gerek, yalandan seven yürek ! Anlaman için beni, çöllere düşmen gerek. Toprağı canla, başla, üstüme kazma, kürek; Atma yirmibeşimde, can yanmadan bana dön. Serhat Ertaş ( Şiirden Adam ) |