Sayıklamalar / 2- Uyanıkken düş görür sevdaya vurgun olan.- - Tez - Yalan yok, bu ilk değil uykuya susuzluğum İronik bir kabusa eşken uykusuzluğum. Yalan yok, bu son değil semaya vurgunluğum Şark Yıldızı’na aşık kimliksiz durgunluğum. Oysa benden önce de varken Kutup Yıldızı Kaç hüsran tanıdı gök, kaç ayrılık, kaç sızı? Bildiğim kadarıyla, milyar yıldır – yaklaşık – Dünya günün peşinde, Kamer dünyaya aşık. Yani en fazla üç gün süren fânî dünyada Her gün bir savaş emri veren cânî dünyada Cehennemin ateşi Şeytan’ın uykusuyken Aşk, kirlenmiş dünyada tertemiz kalmış suyken Suyu iç, ateşi yak; söndüğü an ölümdür Çünkü hayat bir sahne,oyunsa tek bölümdür! - Sentez - Öyle bir dünya ki bu, cehennem ateşine, Kızıldeniz’de doğmuş bir Mısır güneşine Bulutlar secde edip gökyüzü kararırken Tomurcuklar bahara darılıp sararırken Âsa suya hükmetti, gün doğdu oyun geçti Karanlık tövbe etti, zalim fîravun geçti. Öyle bir dünya ki bu, kaç şâh kaç mêrdan geçti Karıncayı nallayan Sultan Sûleyman geçti. Öyle bir dünya ki bu, Kerbelâ susuz çölken Hüseyn’imin gözyaşı, kanla yoğrulmuş gölken Ve Leylî’nin feryâdı çarparken dağa taşa Turnaların sêmahı ağlarken düşen yaşa Her doğan gün zalimin hanesine kâr geçti Ağıtların üstünden, küskün Zülfikâr geçti. Öyle bir dünya ki bu, en çaresiz an geçti Ama aşk başka şeydi, sonra Pir Sultan geçti. Öyle bir dünya ki bu, yol bilip ihâneti Ufkunu aydınlatan ışık sayıp lâneti Önce Torlak Kemal’i, ardından Börklüce’yi Bedrettin’i ve sonra kim bilir kaç yüceyi Karanlığa gömerek cism-i sefîl sayacak Sonra her şeye sövüp, tövbesinden cayacak Kim bilir kaç melânet, kaç Ebu Cehil geçti Cehalêt sağanağı kim bilir kaç il geçti. Ama her şeye rağmen, kar yağdı boran geçti Öyle bir dünya ki bu, Nazım Hikmet Ran geçti. Öyle bir dünya ki bu, bir uçtan bir uca dek Toprağın kudretini öğretiyorken felek Mehter ‘in sesi sustu, kılıç pas tutar oldu Yapraklar kımıldamaz bahar yas tutar oldu Yıldızlar bir tarafa, güneş bir yana geçti Mesnevi can bulurken, koca Mevlana geçti. Öyle bir dünya ki bu, zaman durdu an geçti Kâinatın gördüğü en şanlı Osman geçti. Öyle bir dünya ki bu, ne ses kaldı ne sêda Ne bir kubbemiz kaldı ne vakitsiz bir vêda Her şey düne gömüldü, kırıldı Kısakürek Yoruldu Orhan Veli maddeye döndü yürek Bulutlar ağlar oldu, yağmur yağdı sel geçti Toprağın sadık yari bir Aşık Veysel geçti Öyle bir dünya ki bu, kaç büyük ozan geçti Yalnızca aşka mecbur Attila İlhan geçti. Öyle bir dünya ki bu, gerçek unutulurken Düşünmek suç sayılıp nefesler tutulurken Hallacı yüzülürken, kül olurken Nesimî ‘’Enel Hak’’şîarıyla verdim son nefesimi. Yüzlerce yıl sonrası, masmavi gözlü bir dev Kasım yapraklarını yakarken alev alev Güz’ün dili tutuldu, konuşmadı lâl geçti Öyle bir dünya ki bu Mustafa Kemâl geçti. Öyle bir dünya ki bu kim bilir kaç can geçti Ruh bedenden ayrıldı, en büyük yalan geçti. - Tümevarım - Öyle bir dünya ki bu, yolcusuz han da biter Kalemi hüzün kokan Yavuz Doğan da biter! Yavuz Doğan 10.10.2006 Beşiktaş |
İLAHİ YARABBİ...
SEN HER ŞEYİ GÖRENSİN
VE HER ŞEYİ BİLENSİN
İSTEDİĞİNE, İSTEDİĞİNCE
DERYADAN İÇİRENSİN
Öldüm... veyahut yaşıyorum sanıyordum !...
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM