Sayıklamalar / 1
- Hipotez -
Korkma, korktuğun her şey bir solukluk ömürde, dünya denen nimetin altın tepsi içinde sunduğu nazireyken. ve her gece gördüğün sonu mutsuz rüyalar, avuç avuç boşalmış sağanaklardan öte; nehre ulaşamadan kirlenmiş bir dereyken. üstelik bilinmezi süsleyen karanlığı bir kez olsun görmeyen bütün kelebeklerin günü selamlayışı yalnızca bir kereyken! Korkma, kamer semayı sessizce terk ederken ve dağların ardında öksüz kalmış yıldızlar birer birer sönerken, sabahı kucaklayan gün doğmak üzeredir. çünkü yürek, ne kadar kırılırsa kırılsın yıldızlara ne kadar darılırsa darılsın gelirken yürüdüğü yollar hala sımsıcak gidiş yolu aydınlık ve hala yekparedir. Yani, bunca korkunun, günü birlik düşlerin kırılmış hayallerin ve tüm öykünüşlerin izlediği güzergah, bitti dediğin yerden; başladığın yeredir. Kırılma, kırılmanın kırılma noktasında, vakitsiz gitmeleri çeyrek geçerken saat. yok kabul et bir vakit duyduğun tüm sözleri. çünkü gün dönümünde, tutulsaydı her vaat; özlemek suç olurdu kavuşmaksa rivayet. ve şayet, kimliğine el konmuş mülteci bir aşıktan geliyorsa şikayet; faili bilinmeyen ve mağduru belirsiz aşk olurdu cinayet! Demek ki, aydınlıkta kararan tek ütopya bir düşün, karanlığa yansıyan gölgesiymiş. Demek ki, bir hayıra bağlanmayan tek rüya kuşatılmış bir ömrün kalp denen bölgesiymiş. Demek ki, yalın ayak yürüyen mutsuz hülya terk edilmiş düşlerin sevda diyen sesiymiş. Demek ki, mutsuzluğa mahkum edilen dünya şeytanın yeryüzüne üflenen nefesiymiş..... 01.10.2006 Beylikdüzü |
YAZIKLAR OLSUN !...
GERÇEKTEN YAZIKLAR OLSUN !...
BU KADAR DERİN BİR ŞİİR...
BENDEN ÖNCE 140 KÜSUR OKUMA ve SADECE 3 TEŞEKKÜR
USTALIĞINIZA ve SANATINIZA
SAYGIM SEVGİM HER DAİM