Dostlar Veda Ederken Bağırmazlar Azize!
1)
Sağ omzumda bir al-evi ovuyorum küllerle O ağlayışlar krizinde "bitti" diyorum hep "bitti" b/itmiyor!... ışıl ışıl dünyaların ve hep aydınlığı arayanların arasında karanlıklara sığınan kalbim bu kadar sevilecek ne yaptın sen? böyle ağır bir lanet gibi… Ne?... açmayın perdeleri ne olur benim ışığa ihtiyacım yok Rüyalarımda yüzüme fener tuttuklarını görüyorum Orada mıyım diye bakıyorlar Sonra rahatlıyorlar “Oh! evet orada!” öyle çıplağım ki uyurken! Nasıl çıkmışsa esvabım üzerimden nasıl soyunduysam bunca sevabımı Görüyorlar ama örtmüyorlar! Sana ne kadar acı çektiğimi söylesem Bana dünyaya ne kadar ait olduğumu söyleyecek bir yüreğin var mı? "Seni öldürmeye gelen sen de dirilip dönsün" derdin Oysa bizi öldürmeye gelenler bizimle öldüler! (kimin dinine göre hazırlamalı şimdi taziyeleri? Öyle hesapsız ayrılmışız ki Azize Ya hesap günü de karşılaşırsak?...) 2) Kardeşlerime ve dostlarıma neyi söyleyemedim biliyor musun? Bir kuduz köpeğin dişleri arasından ellerimi kurtaramadığımı… Korkumdan değil! Savaş açarsam Kırsınlar istemedim dişlerini kuduz da olsa Biz uyumlular: yasalarla ezanlarla ve cemlerle yaşadık da ne oldu? Kıyamam ki! Kızamam ki! (Ne çabuk unutmuşum oysa sana vedâ ettiğimi Ki dostlar ağızlarıyla değil gözleriyle veda ederler... Ben seni görmeyen gözlerime vedâ milleri çekerek vedâ ettim.) VEDÂ 3) “Ben öyle söylemek istemedim!” Zaten kim söyledikleri gibiydi ki? Herkesin kastı ile arası açık İnsan için "söyledikleri ve yaptıklarıdır" dediler Bir Allah’ın kulu da çıkıp “İnsan en çok söylemediklerindedir” demedi Azize Bizden kim bahsediyorsa üstümüzü Bizden kim yüz çeviriyorsa altımızı çizdi. Bizi konuşa konuşa unuttular Azize Bizden bahsede bahsede soğudular! Onlar “Tanrının ölümü"nü ilan etti Azize Biz insanın ölümünü ilan edelim Yaşamaktan bu kadar bahsedenlerin Bir mezar kazıcısı olduklarını söyleyelim Ve onların ayetleri hep “her can ölümü unutacaktır” 4) Unutmak Azize Hatırlamamak değildir Hatıralar kaosudur ki En çok neyi hatırlıyorsan En çok neyi unuttuğunun üzerinedir Ah Azize Seni artık hatırlamayacağım işte Sadakat: unutmaktır, sevene Seven ise: çakılıp kalan değil çekip gidendir. İşte şimdi babanı düşün Azize Bu dünyadan göçende bile aklı sende kalan babanı… 5) Cehennemde yanmayacağız Azize Cehennem de üşüyeceğiz cayır cayır “Biraz ateş” diye yalvaracağız Sonra herkes kendisini tutuşturacak Cehennem biraz olsun ısınsın diye O yüzden bizi yakan soğuklardır Azize Soğukta bıraktığımız her şeydir!!! Ben sana üşümelerimi Sen de bana yangınlarını helal et. Sen beni Gal’û-Belâdan beri terk ettin Ben ağlaya ağlaya doğdum anamdan Ve konuşmayı öğrendiğimde söylediğim ilk söz: “Azize…” 6) Kendime tespihat: (Azizenin seni unuttuğunu unut Azizenin seni unuttuğunu her hatırlayışın sana kendini hatırlatır! Her kendini hatırlayışta kendine acırsın Ve her kendine acıyış kendine olan zulmünü gizler Ki; bir gün Azize’yi bulursan, tanıyamazsın Azize’yi değil, kendini… Çünkü her buluş bir kaybedişin ön sözüdür Bütün ön sözleri yak Son sözün "Azize" olsun… Azize’yle gitmek Azize’den gitmek Azize’yle kalmak Azize’siz kalmak Azize’yi bulmak Azize’yi kaybetmek Azize’yle olmak Azize’yle ölmek Bunların hiç biri adanış değildir Azize Bunlar olsa olsa bir aldanıştır!) Ey aldanışların sevgilisi Aldatışların için sana kızgın değilim… Bıraksalar seni cennetin kapısına ellerimle bırakırdım Sonra da o kapıyı yüzüme çarpardım! Nasıl yanacağımı boş ver. Bana asıl neyle yanacağımı sor Azize... 7) Üşüyen ayaklarımıza çorap olan, Sen! Söylemediler mi sana hiç Dost başa düşman ayağa bakarmış! Sen dostumuz olsan ne yazar Azize... "Hakkını helal et" demiştin Helal olsun. Olsun da kalmasın hesabı ve kitabı bu ayrılığın Biz hesaba baksaydık elimizi cebimize Kitaba baksaydık kinimizi kavlimizden atmazdık! Sen git satırları oku Biz Sadr’a yazılı olana vermişiz bu sineyi... Adımızı tam hecelediğimiz gün Adını unuttuğumuz gündür! Ah Azize... İsminin baş harfine sarılarak uyuduğum... Ağladığım... Bağırarak uyandığım... Soruyorsun, biliyorum: "Af ve öfke vadileri arasında nasıl bir vedâ’dır bu?" Na! İşte böyle... "Öyleyse ben niye duymadım" diyeceksin Dostlar vedâ ederken bağırmazlar Azize... 05:09 Kıztaşı caddesi Fatih-İst… 28.01.2012 Kayıpkentli… |