sahibini arayan şarkı
ses verince çıldırmış saatler
kapı önüne konmuş sevişmelerin sahipsizliğinden yıkılmış bir yürekte eser fırtınalar şiddetinde saklanır sızısı gözyaşlarının sorgusuz bir kabullenişin son sesi de kesilir kapanır tekrar hırsla habersizce aralanan kapı hazanın ilk sarısı düşer tam ortasına yüreğin iri bir yağmur damlasında eser rüzgâr sahipsiz bir şarkıyı bedeli ödenmemiş soluksuz aşkların son saniyelerinde yiter sessiz melodisi şarkının içime düşen yangının sıkıntılı yanışında ilerlerken hiçlik ne zaman yok olur koyuşları ayrılıkların ne zaman silinir izi kazınmışken iyice kanatarak albümlerde dolanan anılar yerleşince ortasına salonun radyoda inleyen bir ezgi düşer içime gümbür gümbür aktıkça kızılı yokluğun ayrılığın ve kahrolası sensizliğin yavaştan saplanır ok bağrıma girerim içime...daha içime yükselir ay delip bağrını gecenin nankör bir aydınlık sızar perdelerden içeri bulamaz sahibini şöminede çıtırdayan son odunun alazında ayaza vurur sokakların kendine çağıran gizemi koynuna alır gece bekleyişleri resimlere yapışan bir veda hikayesi ses bulur inleyişlerde kahrolası bir yürek çarpıntısı ile başlayan öykü çalıp ellerden sevişleri son bulur uzak sokak aralarında kanayarak saklanmış insanların avuçlarında son notası şarkının çınlar dudaklarında şarkıcının dinleyen olmaz koyuverir kendini yürek aşk düşer dipsiz parçalanışa ve çeker elini üstünden sahipsiz şarkının kimsesiz ve ıssızca biter şarkı aşk söner …mi atilla güler |
aşk düşer dipsiz parçalanışa
ve çeker elini üstünden sahipsiz şarkının önce ikiye ayrılır yürek sonra parçalanır yanar tutuşur ve parçaları iğne gibi saplanır bir bir kalan budur gidişlerde keşke hep bir elmanın yarısı sen yarısı ben demişya nazım hep öyle kalabilsek.. teşekkürler duygu aktarımı yoğun güzel bir şiir okudum..saygılar