adalet
Gidin kimi dövüyorsanız dövün
ben şahit değilim ben öğrenen soru soranım yakışana yakışmış diyen yanlışa darbe indiren yürek bende siz olanlarla ilgilenin olacaklar benim inisiyatifimde galeyana gelip dağıtabilirsiniz birçok ömrü yaşayacak nesli belirleyebilirsinizde zekânızı yaşanılmayası savaşlarda vahşet tarlalarında aklayabilirsiniz kabullenemeyeceğiniz benliğinizi yok etmek yerine bencilliğinizi tatmin için kardeşleri dostları anneleri sevgilileri sevmek için sevilmek için gelenleri harcayabilirsiniz içkinizin yanında bir meze hazzına olması gerekenlerden uzak bir dünya düşleyebilirsiniz bu kabiliyet sizin çünkü varlığınız değiştirmek üzerine değerlerinizi aşağıladığınız becerilerinizi zulme yönlendirdiğinizde ben varım evim mucizelerin bittiği yerde hoşgörüyü sadakati incitemezsiniz oynatmam dünyanın temeli ile bağlarım kollarımı sıkı sıkıya kucaklarım aldığınızı aldınız çaldığınızı çaldınız arta kalan ne varsa bu dünyayı sizin belirleyebileceğinizi düşündüğünüz kader ile bir güzel temizler gelecek yavrulara hazırlarım bu özveri olmalıydı her niyette bu güç sizde emek vermeden yasamak yasamı hediye gibi algılamak vurup kırıp yok etmek yaşamasına izin vermemek mutlu olmasına öpmesine hissetmesine çiğliğin 4 bir köşede çınlayan nefesine tılsımında dans eden o iki göze var edilmiş canlar deryasında aska muhabbete ve masum ruhlara ihanet edercesine yok olmuşluğun yalanlarında boğuluyorken siz onları da kendinizle çekmek isteyebilirsinizde ama karıncanın sevdasında yerimi ararken ben hayata açacak taze tomurcuklar var ellerimde soldurmanıza izin vermem yaprakları kokmalı gül açmalı benim bebeğimin teninde yasama inançsız çocuklar yeşermesin memleketimde bu inanç lazım her tene her ruha her umuda aydınlığa bekçi adaletimle karanlık elbiselerinizi kızıl korlarda yakarım adaletsiz dünyada sesim kesilecek olsa bile yaparım ben yaptırmayın usturadan kayabilir vicdan teliniz kırabilirsiniz kanatabilirsinizde umurunuzda olmayabilir gidişat sevgiyi hakikati dürüstlüğü onuru adlarına pul bastırıp satabilirsinizde sonsuzluğa erişmek için her gün yeni bir gemi yüreğimden akarken söz geçiremezsiniz yontulmamış sahte yalan ve düzensizliği meşrulaştıran gerçekliğini yitirmiş ama zevklere esrar olan duygunun damlası zerre dokunmamış alış verişinize bin bilinmeyenli bir cümle sokarım daha fazla almadan duygunun musluğunu size kapatırım sanatsız kitapsız ilerlemesiz balık gibi sadece yasamak üzerine alırım elinizden maddeden yapılmış toplarınızı da tüfeklerinizi de sıçramasın yeter çamurunuz nefes almak için doğacak günahsız meleklere onların kanatlarıyla bir kasırga yaratırım uçarsınız uçarsınız kaçarsınız korkarsınız yanarsınız pişmanlığınız yazılmaz amel defterinize alırım yanıma çocuklarımı utancınız kadar tas toplar yeni bir dünya yaratırım kocaman olur yeter bizim ailemize adinizi vermem ne bir sokağa nede bir kum tanesine varlık yokluk yüklenebilirsiniz bilinçsiz gücünüzle varlık tarihe kadere sebebe söz geçirmekse yokluk ebetteki sonuçsuz olacak sebepten sonuç çıkaramayabilirsiniz de bu fikir noksanlığınızı yenememek bir fikirsizlikse isteklerinizle istemediklerinizle birlikte ayni kefede tutmanız niye dengenin şartlarına karsı çıkmaksa bağlandığınız özgürlük sizin terazinin ayarı bozuk görmeyen gözlerinizle yola yon veriyor siz bilmeden bilinçsizliğiniz evet evet kalem sizin ellerinizde resminiz sizin karanlık gözlerinizde çizdiğiniz dünya kör karanlık düşüncelerinizin anlamsız bahtiyarlıkla ihtiyarlamak ölmek ne kadar saçma ise yaktığınız sigara gölge etmez demek ihanettir beklediklerimize benim huzura yelken açacak çocuklarıma silik bir gölge dahi olma ihtimali olacaksa keder ferahlığıyla rahatlayamazsınız ağacın suya düsen gölgesini ay ışığından ayırır pilinizi pırtınızı kötüye akmış bütün zamanlarınızı tutamayacağımı sandığınız bir dilekle tutulamayacak bir yıldıza sararım okunulmayası yazılmayası hatırlanılmayası o yere kayarken yıldız kavuşamayacağınızı hissettire hissettire geçmişe eski saniyelere bakarken ve saniyesiz bir hızla uzaklaşırken siz ben size gözlerimi kaparim gözlerini kapatmak zorunda kalan son çocuk olma şanssızlığıyla arkanızdan sadece islik çalarım sur olmaz bunun adi bir çocuk ıslığı olur devrimin sireni 3 5 dua yeter yerle yeksan eylerim hürriyet aşkına acı çekecekse sayfalar kirleteceğinizi düşünüyorsanız baharı bulutları martıyı pamuk pamuk akan karları yeni açılacak gözlere mahrum etmek ise niyetiniz doğmuş günün ardından doğacak geceyi güne kurban eder karayı karalarım bulamazsınız kendinizi sizi doğan güneşe gömer bir damla fazladan ışık bir damla da olsa hayat yaşanacak özgürlüklerin önüne hayatlarınızı gözümü kırpmadan atarim hiç acımam yaparım o kalem o anda benim ellerimde gücüme inancıma özgürlüğüme hayatıma düne bugüne beni yaşatanlara varlığı sevda mısralarından okuyanlara masum ruhlarıyla dolasan su milyarlarca canlıya yemin ederim o kalemi gözlerimi kapatmadankirpmadan kırarım bağlılığın iplerini koparmayın kaynamaması için dünya birbirinizin nefesini hissetmeye ihtiyacımızın olduğunu unutmayın iletişimimizi bakışlarınızdan sıyırıp makinelere bırakmayın çabayı çiçeğe harcamak bahçemizde mis kokularla birlikte yaslanmak tutunmak güvenmek ölümü huzur içinde beklemek giderken el sallamak hem gelenlere hem gitmişlere var iken bu isi bana bırakmayın bizi bize düşman etmeyin olabilirliğimizin ihtimalini sakin ha matematikle ölçmeyin yarattığınız icatları yalanlarınıza araç etmeyin binmeyin trene eğer tren sizi yanlış yere götürecekse beklemeyin durakta o durak kavuşmaya inat bekletecekse yürüyün yürüyerek gelin koşun hatta samimiyet denen bir iç güdü mükemmel bir şarki bu ezberlemeyin sadece dinleyin amacınız insan’a daha yakin olmaksa yaklaşın on yargıyı sokaktaki nedensiz yalnızlığa bırakın hemen oradan uzaklasın hiç kullanamaya cesaret edemediğiniz o anahtarı açamadığınız kapının altından atin siz hep dışarıda kalın size açılacaksa kapı içerden açılacaktır unutmayın umudunuzu umudumdan ayırmayın haktan nasibini almayanlara bu yazdıklarım ormanları kul eder insanlığı bir damla suya muhtaç edebilirsiniz ama yürek varsa bu yerde bir kesişme noktası bir serap yangın yangın yanan ebediyete bir dama göz yası varsa o benim iste o benim sözlerimin bittiği yerde |